NEREDE o eski maçlar. G.Saray'a İzmir'e geldiği zaman trafik tıkanır, uzun bilet kuyrukları oluşur, insanlar tribünlerde yer alabilmek için birbirlerine girerdi.
Krizden midir bilinmez, İzmirli futbolseverler dünkü maça beklenen ilgiyi göstermediler. Yoksa bu ilgisizliğin altında başka nedenler mi aramak gerekir?
İzmir'de 45 yılını Altay'a vermiş Kemal Zorlu ile sohbet ediyoruz. Dertli mi dertli... ‘‘Deplasmana giderken yol parasını karşılamaktan zorluk çekiyoruz. Galibiyetlerden sonra parasızlıktan prim krizi yaşanıyor’’ diyor Zorlu. İşte G.Saray dün akşam böyle bir takımla oynuyordu.
Fatih hocama bir çift sözüm var. Hocam, senin oyun kalıbına futbolcuların uymuyor. Hayatta hiçbir zaman takımların dizilişini yorumlarımda yazmadım. Bu konuyu kafamda hiç sorun etmedim. Senin oyun kalıbında 2 defans, 5 orta saha, 3 hücumcu var. Bu oyunun içine çeşitli kalıplar da giriyor. Ama ha bire yanlışlıklar oluyor. G.Saray'da göreve başladığın ilk yılında bana şunları söylemiştin: ‘‘Söyler, bir oyun kalıbı denemek istiyorum. Elimdeki malzeme buna uygun değil. Değişim yapacağım.’’ Uzun bir müddet sağlam futbol oynayıp, neticeler alıyordun. Şimdi ise hala düşündüğün kalıbı uygulamak istiyorsun. Bazı şeylerde ısrar etme. Elindeki malzemeye göre oyun kalıbını kur ve uygula. Çünkü bazı kişiler, hem de güvendiğin futbolcular bir hayli formsuz.
Pinto’dan vazgeçme
Uzun zamandır saklanan ve Brugge maçında sahne alan Pinto belki de yapılan transferlerin en iyisi. Öyle meziyetleri var ki, topu kazndığı zaman rakip alana çabuk deplase oluyor. Çok da güzel işler yapıyor. Pinto'yu ben Beşiktaş'ın eski futbolcusu Nihat'a benzetiyorum. Bu futbolcu çok forma giydikten sonra G.Saray'da inanın mükemmel işler yapacak.
Terim, ikinci bölümde baktı ki, kalabalık orta sahanın bir icraatı yok, ‘‘hücumu dörtleyip, cesur olayım’’ dedi. Pinto, Baliç, Christian ve Ümit Karan'ı hücuma salıverdi. Gol aramaya çalıştı. Amacına da Christian'la ulaştı. Christian'da bir kıpırdanma var.
Maçın hakemi Serdar Tatlı eskiden saha içinde arı gibiydi. Her yere koşardı. Bu kez biraz göbek salmış. O eski agresifliği yok. Pozisyonları çok uzaktan izledi. Bazılarını da kaçırdı.