GİTTİ, gidiyor... Vurdu, vuruyor... Oldu, oluyor derken, netice oldu erken. İki bücür Emre-Yıldıray, taktılar fişi 5 dakikada bitirdiler işi.
Milli Takım bu zaman dilimi içinde oyunu forse etti, Arnavut Milli Takım’ı bitti. Gelelim sonrasına... Milli Takım fişi çekti ama iş bitmemişti. İnterliyle, Hertha Berlinli oyunu kontrol ediyorlar, düşünmeye zamanları olmadığı için ne Necati, ne de Fatih Tekke bir türlü bu ikiliyi paslarıyla buluşturamıyorlar, ileri ikili sağa gideceğine sola, sola gideceğine sağa gidiyordu. Ondan sonra da oyuna hakimiyet bitti. Milli Takım 1 haftadır çalışıyorsa artık bunlar ezberlenmeli, makine gibi olmalı, tıkır tıkır işlemeli. Hamit Altıntop, önce sağ kanadın hücum bölümünde, sonra ikinci yarıda defans bölümünde, en sonunda da hücum bölümünde... Anlayın yani oyun kalıbındaki felsefeyi.
Beş dakikadan sonra
Bunlar tabii ki olur, ama Ersun Yanal bunları daha önceden düşüp ona göre karar vermeli. Yanal, baktı olmuyor, bu sefer Ayhan ve Gökdeniz’i alıp oyun kalıbını değişime uğrattı. Takıma da ,hareketlilik de geldi. Bunu biliyorsan ve daha önce de kafanda varsa, yapacaksın. Beş dakikadan sonra, izleyenlere uzun müddet ızdırap çektirmeyeceksin.
Tare ve Bogdani bizim defanstaki Tolga ve İbrahim Toraman’ın hem fizikleriyle hem de akıllarıyla gerçekten pestilini çıkarttılar. Hele o saçları civcive benzeyen Tare, ikisini de mahvetti.
Arnavut takımının kapasitesi belli. Oyunun son bölümlerinde bizim defansın bir futbolcuya yüklenmesine hakem bir penaltı verse bu sefer panik başlayacak ve belki de 5 dakikalık serüven duman olup gidecekti. Hele Ersun Yanal ‘Aman kardeşim ben bir ızdırap çekmeyeyim. 2-0, 2-0’dır. Bu Arnavut takımı fena geliyor. Defansı fazlalaştırayım’ diyerek Bülent’i almasına pes doğrusu. Son sözüm şu: Artık yılan hikayesine dönen Ersun Yanal-Hakan Şükür polemikleri ortadan kalkmalı. Neden?. Çünkü Yıldıray ve Emre gibi Milli Takım’ın beyni olan oyuncuların oyun felsefesini bilen bir tek Hakan Şükür var. Vazgeçin bu sevdadan, Fatih de kalsın Hakan da gelsin... Hepini görelim ve işi bitirip Almanya’ya gidelim o kadar.