ANKARA kalesinden toplar ateşlendi, Galatasaray kalesine... Oh be dedik, sessiz maç herhalde golleriyle renkli geçecek diye heveslenip sevindik. Ama nerede...
Orta oyunu gibi bir futbol. İki takımda durmadan top çeviriyor. Çeviriyorlar, ama yalnızca kendilerini tatmin ediyorlar. Finale gidecek, işte güzel hareket denilecek tek bir organizasyon yoktu sahada.
Lincoln korner kullanıyor, karambolden Galatasaray golü buluyor. Sonrası mı... Ruhsuz ve sıkıcı bir futbol. Yalnız saha içindeki sesleri duyuyoruz. Ayaklar konuşacağına, çeneler gırla gidiyor. Ayhan sürekli hakeme itiraz ediyor, Deniz Çoban dinlemeden yönetimine devam ediyor.
Korkmaz’ın hatası
Arıyorum, tarıyorum şu maçta acaba bir tane övecek bir futbolcu bulabilecek miyim diye. Ama yok, imkansız.
Bunun üzerine bir de sahada gözden kaçan çirkin bir ayrıntı yaşanıyordu. Sözde Galatasaray’ın kaptanı Ayhan Akman, kendisine faul yapan Adem Kocak’a hakem Deniz Çoban, arkasını dönünce yapıştırıyordu tekmeyi.
Lincoln desen, ayrı bir konu. Tam bir süs bebeği. Bir kenarda duruyor. Top gelirse oynuyor, gelmezse izliyor. Hiçbir yaratıcı özelliği yok.
Tamam Galatasaray kötü oynuyor. Ama en azından maçı önde götürüyor diyoruz. Ne var ki, Galatasaray Teknik Direktörü Bülent Korkmaz,Baros’u oyundan çıkarınca, işler tersine dönüyor. Galatasaray’ın rakibi en çok rahatsız eden adamı, suratı asık soyunma odasına gidiyor. İşte bu, Bülent Korkmaz’ın açıkca hatasını ortaya koyuyor. Galatasaray’ın teknik direktörü 1-0’ın üzerine yatmaya çalışıyor. Eeee, futbol da hatayı affetmiyor. Son dakika da gelen beraberlik golüyle Galatasaray’ın şampiyonluk hayalleri Ali Sami Yen’in çimlerine gömülüyor.