YAĞMURLA birlikte Bordeaux soldan aktı. Sabri şaşkına döndü. O kanat durdu, bu kez Cihan’ın bölgesi darmadağın oldu.
Bunlar devam ederken Galatasaray, sanki ev sahibi gibi rakibine "İkram servisi"ne başladı. Tolga, Sabri, İnamoto, Ayhan, centilmence "Buyrun" dediler. "Pas yapamıyorsunuz, biz de size ikramda bulunalım" dedikçe, Bordeaux da "Oh" çekti. Mondragon birinci ikramda iyiydi, ama bir, iki derken rakip öyle bir yere vurdu ki topu o da bir şey yapamadı.
Galatasaray, aslında bir iki top yaptığı zaman Bordeaux şaşkına döndü. Bunu da başlatan ilk bölümde Arda’ydı. Arda, kendini orta sahaya atıp, ortalığı karıştırdı. İkinci bölümde, Gerets bunu gördü. Arda’yı orta sahaya monte etti. Ama, defansta Tolga öyle akıl almaz hatalar yaptı ki, diğer gollerin adeta baş ikramcısı oldu. Çocuğa da hak vermek lazım. Uzun zamandır oynamıyor. Hiçbir hazırlık maçında denenmiyor. Tomas’ın yokluğunda, "pat" diye oyuna sürülüyor.
İkinci gol sonrasında oyun dönebilirdi. Hakan Şükür gibi bir golcü kalenin dibinden ağlarla topu buluşturamıyorsa, yapacak bir şey yok. Bordeaux yine defansın hatasından üçüncü golü bulduğunda her şey bitti.
Vay halimize
Esas mesele Arda meselesi. Arda iyi top oynarken, ağabeylerinden mi görüyor nedir, Hasan ağabeyinden mi, Sabri ağabeyinden mi, gereksiz yere hakemle oynuyor. Sanki bir şeyleri değiştirecek. Oyundan düşüyor. Aslında belki televizyondan görünmeyen bir pozisyonda var. Arda, rakibine dirsek atarken bunu hakem de kaçırıyor. O, kırmızıya davetiye çıkarıyor. Sinir devam edip, kafa hareketi Arda’yı oyun dışı bırakıyor. Yahu, Galatasaray futbolcularına hiç kimse bunları anlatmıyor mu? Hele hele genç bir yıldız Arda, şimdiden bunları yapıyorsa vay halimize...
Baktı Gerets, fark oldu daha fazlasını yememek için hücum adamlarını eksiltip, defansa yüklendi, "Nasılsa bir şey olmaz" deyip. Çünkü alan da, veren de razıydı.
Aslında Bordeaux öyle ahım şahım bir takım değil. Ama gel gör ki sen oyunundan uzaksan, hür oynama alışkanlığında olursan, senden bir şey olmaz. Dün gece de öyleydi. Hepsi ayrı telden çaldı. Ne makam vardı ne de güfte. G.Saray eskiden bu muydu? Kasıp kavuran bir ekip gitmiş, yerine de yeller esen bir takım gelmiş. Yani G.Saray artık, "Elveda hatıralar" şarkısını mırıldanıyor.