BU tür Avrupa maçlarında tecrübe konuşur. Yani dün akşam G.Saray'da olmayan tecrübeden bahsediyorum.
Oyunun ilk dakikalarından itibaren özellikle defans oyuncularındaki bu eksiklik kendini gösterdi. G.Saray'ın defansında ne derinlik, ne de adam paylaşımı var. Ömer ve Orhan'ın tecrübesizliği, İspanyollara pozisyon zenginliği hazırladı.
Yenilen ilk gole bir bakın. Ömer'le Orhan defanstan çıkmış, Prates geride. Prates iki adım geri gelse, hiçbir şey olmayacak. O, topu süzüyor, Sony Anderson durur mu? Fırsatçılığını konuşturuyor ve fileleri sarsıyor. Son topu süzeceğine arkadaşlarına bak Prates.
İspanyollar defansın arkasına atılan her topla tehlike yarattılar, kaleci Mondragon'la karşı karşıya kaldılar. Riquelme sol kanattan topu istediği gibi kullandı. Zaten Villarreal'in bütün akınları sol kanattan geldi ve gol pozisyonları da bu şekilde oluştu. Ömer ve Orhan için ‘‘tecrübesizler’’ dedik. Ya Necati ile Ümit Karan'a ne demeli. İkisi de kendileriyle barışık değil. Her pozisyonda hakeme itiraz ettiler. Yabancı hakem böyle şeyleri yutar mı?
Pompacılar girince
İlk bölümde Villarrael'i sarsan tek adam, genç Sabri'ydi. Oyunu kuran, yönlendiren hep İspanyol takımının futbolcularıydı. Hani bizim orta saha? Oyunun ritmini ayarlayan bir tek futbolcu yoktu G.Saray'da.
Birinci bölüm böyle geçti. Fatih Terim, baktı ki orta alanda top iyi akmıyor, Batista ile Ayhan'a ‘‘gir’’ dedi. İkisini pompacı olarak sürdü sahaya. Volkan ile Murat ise kenara alındı. Pompacıların girmesiyle sular da akmaya başladı. Petre de oyuna katılınca, orta sahadan, kenarlardan sular iyice aktı. Bu kez İspanyollar top yapmakta zorlandılar. Böylece G.Saray'ın fizik gücü de ortaya çıktı. Bu kez G.Saray'ın hem defans, hem de hücum adamları rahatladı.
Necati ile Ümit Karan kendilerine alan buldular. Rakip bir de 10 kişi kalınca Terim bu kez uzun zamandır oynamayan Hasan'ı sürdü oyuna. Çünkü İspanyolların ayaklarına kramp girmeye başlamıştı.
Bu skor yetmez
G.Saray rakip alandaydı. Atılacak bir gol bile belki 4. tur için bir ümit belirtisi olacaktı. G.Saray'ın golleri hep duran toplardan geldi. Prates'in yaptığı tek iş de bu zaten. Adam oradan toplara iyi vuruyor. Ama G.Saray'a bu skor yetmez. Bu oyunu maçın ilk bölümünde yapsaydı, netice böyle olmazdı. Gecikme yaptı. Bunun sonucu olarak da tecrübesiz oyuncular, adeta yürüyerek oynayan Villarreal'e şans tanıdılar.
G.Saray deplasmandaki maçta bu dezavantajını ortadan kaldırabilir mi? Biraz zor diyorum. Şayet dün sahada Hakan Şükür ve onun yanı sıra birkaç tecrübeli futbolcu olsaydı, oyunun sevk ve idaresini düzenler ve maçı G.Saray'ın lehine çevirirlerdi. Hakan'ın eksikliği bir kez daha hissedildi. Kral oynadığı zaman ne yapıyor ediyor, işi bitiriyor. Ama ne yapalım olmayınca olmuyor.