ZAGREB'de Milli Takım'ın gençlik rüzgarı esti. Yeniden yapılanma içine giren ve değişik bir havaya bürünen ay yıldızlı ekipte birbirlerinin yerine oynayan futbolcuları gördük.
Tolga-İbrahim Toraman ikilisi ilk kez yan yana oynarken, ufak tefek hatalar dışında iyi gözüktüler. Yalnızca, kenardan gelen ortalarda ve arkaya atılan toplarda yerlerini kaybettiler. Ancak, daha sonra toparlandılar. İkisi de Milli Takım için ışık veren gençler.
Teknik açıdan bakarsak, Milli Takım'da, Hırvatlardan daha iyi top kullanan oyuncuların olduğunu görürüz. Tuncay,Nihat,Gökdeniz çabuk ve agresif oyuncular. Serkan Balcı da orta sahada çalışkandı. Hakan Şükür hem ileri geldi, hem geri koştu. Kafalardan top aldı, pozisyon hazırladı. O da gençler arasında gençliğini yaşadı.
İlerisi için ışığı gördüm
Ünal Karaman, aday kadroya çağırdığı bütün futbolcuları görmek istedi. Karşılaşmanın ikinci yarısınad oyuna giren Koray, Kenan, Murat Hacıoğlu, Çağdaş ve Zafer Biryol uluslararası formaya aç futbolculardı. Böylece olunca da futbol oynama isteği ve hırsları arttı. Şimdi bu yapılanmada önemli olan oyun kalıplarını iyi ezberlemek, tecrübe kazanmak, gelecek için bir şablon hazırlamaktır. Aslında ben, dün bu ışığı ilerisi için gördüm. Çünkü hepsi de bir yarış içindeler. Bu yarışa girmek isteyen futbolcuların hedefleri kalıcı olmaktır.
Yerlide ısrar edilmeli
Şimdi teknik direktör arayışı içerisinde olan Futbol Federasyonu, bana göre bu gençleri iyi tanıyan, ezberlemiş kişiyi göreve getirmeli. Bence bunu en iyi yapacak olan Türk teknik direktördür. Gelecek bir yabancı teknik adamın, bu futbolcuları iyi analiz etmesi için zamana ihtiyacı var.
Hırvatların etkili bir hücum adamı hemen göze çarpıyordu. Bu futbolcu, Monaco'da forma giyen Prso. Nereye kaçacağını, nereye gideceğini, ne zaman kafaya çıkacağını biliyor. Gol koklama sanatı olan bir oyuncu. Rüştü'nün maç eksiği olduğu bir gerçek. Ancak, bazı pozisyonlarda tecrübesini konuşturdu.
Maç sonrasında bu genç oyuncuların bir hazırlık maçı sonrasında ne kadar mutlu olduklarını gördüm.