Paylaş
Hele bir takımda öyle bir dayanışma olur ki, onu ordu gelse yıkamaz.
Galatasaray’ın 2009, 2001’de UEFA kupasını kaldırdığı zaman, daha sonra da süper kupayı alma becerisini kazanan takımda, bir üçlü vardı k, görev yerleri değişikti.
Hakan Ünsal, Arif Erdem ve Okan Buruk.
Arif Erdem hücumda oynadığı zaman adeta fırtına gibi esiyordu.
Rakip ekiplerin korkulu rüyası oluyordu, bu oyuncu hiçbir zamanda temposunu düşürmüyorlardı.
Okan Buruk ise orta alanda adeta ufak ,tefek görünmesine rağmen, adeta işleyen bir makine gibi idi. Birlikte oynadığı arkadaşlarının yükünü alıyordu.
Hakan Ünsal ise kupa maçlarının en önemlisi olan Borussia Dortmund karşısında defansın geçilmezi olmuştu.
Tüm Almanların gözüne girmiş galibiyeti baş rolü oynamıştı. Futbol hayatında olsun, futbol sonrasında bile değişime uğramayan çizdiği çizgiyi hiç bozmayan, teknik adamlık yerine Yazarlığı ve yorumculuğa tercih etti.
Okan Burak en altlarda aldı, şimdi tüm sporseverlerin oynattığı futbolla beğenisini kazandırdı. Şimdi Elazığ takımını hayata geçirmek için savaş veriyor. Son haftalarda takımı savaşan bir ekip yaptı çıktı.. Şimdi Ligde kalması için iki hafta yine savaş verecek.
Şimdi ise son zamanlarda böyle Galatasaray’ı görmek çok zor. Hele böylesine dayanışma içinde olan üçlü bulmakta bir hayli zor.
Çünkü bu üçlünün dışında tüm ekip “Biz ruhunu” taşıyorlardı.
Bu zamanda ise Galatasaray bir ayırım içinde, bir yanda yabancı, diğer yandan da yerli dayanışmaları ortalığı karıştırıp duruyorlar.
Takım içinde bulunan tüm kadronun Galatasaray o kadar değil, 10 yılın geçmişinde neler olmuş bir baksınlar da nasiplerini de onlarda alsalar olmaz mı?
Paylaş