SABRİ’yi kutluyorum. Son iki-üç haftadır form grafiğini sürekli yükselten genç futbolcu, bence, F.Bahçe karşısında sahanın en iyisiydi.
Sahada basmadık yer bırakmadığı gibi kaleye en fazla şut atma girişiminde bulunan da Sabri’ydi... Gençliğinin verdiği enerjiyle de F.Bahçe sağ kanadını adeta çökertti. Sabri, işte şimdi gerçek G.Saraylı oldun. Büyük bir takıma karşı böyle oynadığın için bu unvanı aldın. G.Saray oyunun tamamında üstün olan taraftı. Kanatları kullandı, orta sahasını iyi işletti. Bilhassa Conceiçao ve Volkan. Ne Nobre’ye top oynattılar, ne de Selçuk’a boş alan bıraktılar. F.Bahçe yalnızca uzun toplarla fırsat kolladı ama onda da bir türlü başarılı olamadı.
Hakan Şükür takımın gücü
Hakan Şükür defanstan toplar çıkadı, Luciano ve Servet’le de mücadele etti. Her kafa topunu Hakan aldı, arkadaşlarına indirdi. O, yalnız gol meziyeti olan bir futbolcu değil, aynı zamanda takıma güç katan bir enerji küpü. M.United maçının yıldızı Tuncay dün sönüktü. Çünkü Cihan ona adım attırmadı. Geriye gelen Sabri de onun bütün perdelerini kapattı. Tomas, zaten haftalardır iyi oynuyor. F.Bahçe’nin en önemli gol silahı Nobre, alan bulamadı. Çünkü, Song,Tomas’la birlikte olunca ona şans vermediler. Brezilyalı futbolcu da boşu boşuna sağa sola koştu.
G.Saray bu maça o kadar hazırdı ki, kazanma duygusu hiçbir zaman eksik olmadı. Golün oluşumunda bakacak olursak... Atak, Conceiçao ile başladı, Hakan Şükür devamını getirdi. Necati de klasını konuşturdu. Orhan da karşısında oynayan Mehmet Yozgatlı’ya bir adım bile attırmadı. Daum, baktı ki olmuyor, Serhat’ı oyuna sürdü. Ama o da bir şey yapamadı. Çünkü G.Saraylı futbolcular, ‘Biz bu maça hazırız.Kazanacağız’ diyorlardı.
Hagi’nin Ankara dönüşünde söylediği bir söz vardı. Rumen hoca, ‘Bizi yenecek takım yok’ diye boşuna söylememiş. Oyuncularına güvenmiş, yapacaklarını da hissetmişti. Galatasaray bu maçı her türlü azim, ihtiras ve heyecanla aldı.