TÜRK futbolcusunu anlamak çok zor. Aynı takım, aynı oyun kalıbı...
Ama gelin görün ki, geçen haftanın süperi G.Saray'da eser yoktu. Sanki farklı bir takım vardı dün sahada... Sarı kırmızılı takımda takır takır işleyen hatlar dün adeta pas tutmuş gibiydi. Sağ kanatta Ümit Davala, İstanbulsporlu oyunculara yol veriyordu. Solda Hakan Ünsal, o kanalı da boşaltmış, İstanbulspor aksın diye adeta muslukları açmıştı.
Geçen haftanın kahramanları Cihan, Revivo, Volkan dün silikti. Ancak, ikinci bölümde Volkan kendine geldi, ‘‘ben ne yapıyorum’’ diyerek toparlandı. Revivo, bir yönetmen gibiydi. İsrailli futbolcu, arkadaşlarını tek başına idare etmeye çalışıyordu. Güneş açınca, ısınmak için o bölgeye kaçıyordu. Lukunku da dünün kayıp isimlerinden biriydi. Kafa toplarını hep rakibe verdi. Ümit Karan, hücumda o kadar sıkıldı ki, kendi alanından top almaya çalıştı.
Silinip, gittiler
Fatih Terim, ikinci bölümde Batista ile Pinto'yu aldı oyuna. Her ikisi de sahada yoktu. Yani F.Bahçe maçının kahramanları, bir hafta içinde silinip, gitmişti. Bir karambol gol, ardından dünkü maçın ağır adamı Cihan kafa golü G.Saray'a ilaç oldu. Bu goller, her iki kanattan fırtına gibi gelen İstanbulspor'un hızını kesiyordu. Terim, ikinci golden sonra Vedat'ı oyuna alarak işi sağlama bağlamak istiyordu. Oynanan futbolu beğenmemiş olacak ki, ‘‘bir aksilik olmasın’’ diye defansını kalabalıklaştırıyordu.
Maça gelirken, G.Saray'ın geçen haftaki keyifli oyununun devam edeceğini umuyordum. Ama işler benim düşündüğüm gibi gitmiyor. O, takır takır işleyen takım stop etti. Ama, lig mücadelesi bu. Hiçbir takım küçümsenmez, hafife de alınmaz. Çünkü, ligin yukarısı da, aşağısı da bir savaşın içinde. Hepsi, yaşam savaşı veriyor. G.Saray dün kötü futboluna rağmen, 3 puanı alıp, ‘‘şampiyonluk yarışına devam’’ dedi.