MAÇTAN önceki değerlendirmemde, "İbre F.Bahçe'yi gösteriyor" demiş ve formülü de açıklamıştım: "Bu maçı kaleciler kazandırır." Nitekim maçın kaderini o eller tayin etti.
Kupada şahlanan Mondragon, F.Bahçe'nin tek olumlu atağında, Nobre'nin kafa şutunu tutabilecekken, elinden kaçırdı. O maçta eleştirilen Rüştü ise dün akşam kusursuz oynadı. İşte, "ellerin önemi" burada ortaya çıktı.
G.Saray aslında topa daha fazla sahip olan, kaleyi daha fazla düşünen, rakibine oranla daha çok şut atan takımdı. Sarı kırmızılılar hep golü düşündü ve F.Bahçe'nin kalesinde tehlikeli oldu. Büyük derbide ne yapılması gerekiyorsa yaptılar. Sadece golü bulamadılar. Ancak, başta Necati olmak üzere G.Saraylı bazı futbolculardaki ürkekliğe akıl sır erdiremedim. Necati gibi bir futbolcunun böylesine önemli maçlarda daha etkili olması gerekirdi. Maçta ıstırap çeken F.Bahçe, çektiren ise G.Saray'dı. Sarı lacivertliler, saha, seyirci ve puan avantajına sahipti. Ancak nedense G.Saray'ın kalesine bir türlü gidemiyorlardı. Herhalde gitmek de istemiyorlardı.
Avrupa'da bir şey yapamaz
F.Bahçe bu kadroyla Avrupa'da hiçbir şey yapamaz. Aziz Yıldırım ve yönetim kurulu, başta Daum'a, sonra da birçok futbolcusuna kapıyı göstermeli. F.Bahçe'de forma giymek o kadar kolay mı? Adam iki pası yapamıyor. Hücuma, Rüştü'nün uzun vuruşlarıyla çıkıyorlar. Başka bir oyun kalıbı düşünmüyorlar. Böyle futbol mu olur?
G.Saray sahanın hakimiydi. Akıllı oynadı. Ancak, zarı F.Bahçe attı ve kazanan da sarı lacivertliler oldu. Aslında G.Saray, geçen haftaki G.Birliği maçında havulu atmıştı. Derbi maçta adam gibi oynadılar ancak olmadı. Hagi o maçta yanlış yaptı, faturasını ağır bir bedelle ödedi. F.Bahçe şampiyon oldu, kutlarız. Ancak, gerek F.Bahçe, gerekse G.Saray şampiyonluğu hak eden bir futbol oynamadı bu sezon. Bir şampiyon çıkacaktı, o da F.Bahçe oldu. Bana kalırsa bu ligde şampiyonluğu hak eden bir takım vardı; Trabzonspor.