MİLLİ Takım, Fatih Terim ile yeni bir döneme girdi. Bu değişimle birlikte, uzun toplarla oyun kurma felsefemizde değişti. Uzun toplar devri bitti yerine kısa paslar, topla hızlı oynama devri başladı.
Futbolun kilit noktası defanstır. Topun oyuna girme hazırlığı orada başlar, hücuma doğru sarkar. İlk hazırlık maçında görüldü ki, Terimli Milli Takım’ın en sancılı yeri defansı. Futbolda oyunun anahtarı oradan açılır ve tüm sahaya yayılır. Ama ben dün akşam bu anahtarı çeviren defansı göremedim.
Bırakın çevirmeyi, top kullanmakta bile zorluk çektiler. Kanatta oynayan Georgiev takımımızın kanatlarını kırdı. Defansın göbeğinde oynayan Tolga ve İbrahim Toraman,Petrov ile Berbatov’un devamlı yer değiştirmesiyle şaşkına döndü. Hücumda bir arıza yok. Fatih Tekke ve Gökdeniz her an gol pozisyona girecek yapıda bir ikili. Fatih’in attığı gol mükemmeldi. Zor pozisyonda şekilden şekile girdi ve zaman ayarlamasını çok iyi yaptı.
Petkov’u izlediniz mi?
Orta sahada Emre’nin çıkması oyun düzenini bir anda bozdu. Ama Emre’nin -özellikle top kaybettiği zaman- riskli hareketleri sakatlığa davetiye çıkarıyor. Emre, Yıldıray, Okan gibi formda futbolcularla şekillenecek orta sahada çok fazla problem yaşanacağını sanmıyorum. Terim, Danimarka maçı öncesinde tek arızalı bölgenin savunma olduğunu herhalde görmüştür. Her yan topta bir hadise var, korku var, endişe var. Bunları görmek ve soruna çözüm bulmak da Terim’in görevi. Aksi halde Danimarka’nın hızlı hücum adamları karşısında zor anlar yaşarız.
Bulgaristan takımında Petrov adındaki futbolcuyu izlediniz mi? Petrov G.Saray’ın hocası Gerets’in, Bulgaristan’ın alt takımlarından keşfedip Almanya’da yetiştirdiği futbolcu. Gerets onu G.Saray’a almak istedi. Ama bu isteğini gerçekleştiremedi. Yazık oldu.
Milli Takım’a tekrar dönelim. Gol pozisyonlarına girme fazlalılığımız var. Bu güzel. Ama defansımız, arkasına devamlı adam kaçıran oyunculardan kurulu. Bu soruna çare bulmak şart.