METEOROLOJİ bas bas bağırıyor, "Çöl sıcakları var" diye. Denize bile girerken sıcaktan bayılıyoruz. Ama federasyon bu sıcaklarda maç oynatıyor.
Maç bittiği saatte, yani saat 22.00’de bile hava biraz olsun serinlememişti. Meduna gitti, öldü mü kaldı mı derken, ambulans bir sürü adamı topladı gitti, maç da bitti. Bizim ülkemiz buna alışık değil. Böyle sıcak havalarda yaprak gibi gider insan.
Bir laf vardır, "Kadersizin işi, muhallebi yerken kırılır dişi" diye. Her iki takım da bunu yaşadı, kırıldı dişleri. Önce Vestel üstüne gitti G.Saray’ın, oyunu aldı götürdü, daha çok gol atacakken kale önlerinde yüzde yüz golleri kaçırdı, onun dişi kırıldı. Daha sonra Galatasaray işe koyuldu. Alamayacağı maçı bir puanla kapadı.
Orta alan çarkı
Vestel Manisa, G.Saray’ın sol kanadını bir sel gibi yıkarak geldi. Selçuk, Zelenka hallaç pamuğu gibi attı G.Saray savunmasını. Tomas da gününde olmayınca iş sarpa sardı. Oyunun merkezi orta alandı, ama ne Mehmet Güven, ne de Ayhan o alanın çarkını döndüremeyince Galatasaray teslim oldu.
Gerets de oyun boyunca oraya çare aradı durdu. Madem böyle ön libero arıyorsun, takımdaki en büyük açığın orada olduğunu görüyorsun, Ahmet mi, Mehmet mi diye hala niye fala bakıyorsun? Zamanında transfer yapacaksın oraya.
Sahanın en iyi adamı İliç’ti. Hem oyun kurdu, hem hücumda Hakan’la beraber verkaçlara girdi. Girdi ama neticeye gidemedi. İki haftadır iyi oynayan Hakan, en kritik anlarda sahneye çıksaydı, işte o zaman belki bir değişiklik olabilirdi.