HAFTA içinde ‘‘Dertleri aynı, ancak böyle maçlarda yıldızlar ortaya çıkar‘‘ diye yazmıştım.
İşte yıldızlar ortaya çıktı. Bir Ortega, oyunu alıp götürdü. En kiritik anlarda yaptığı işlerle kendisini gösterdi. Ama attığı tekme bu güzel hareketlere gölge düşürdü.
Bir yıldız daha vardı, o da Tuncay'dı. G.Saray'ın hem sağ tarafını, hem de sol tarafını felç etti. Sonradan uzun zamandır oynamayan Yusuf da ortaya çıktı. Ve o da yıldızlaştı.
F.Bahçe'nin attığı ilk 3 gol yanlardan geldi. G.Saray, bunları pek hesaplamamıştı. G.Saray'ı 6 tane gol yedi diye yerden yere vurmam yanlış olur. Çünkü oyunun bir bölümünde bütün kalıpları denedi. Üçlü defans, ikili defans yaptı. Orta sahayı değiştirdi. Hücumda zaman zaman Christian tek başına kaldı. Gelin görün ki, Christian topu kale yerine kendi alanına çekince ilk bölümde daha fazla topla oynayan G.Saray oyuna havlu attı.
Mondragon'un 6 gol yemesine rağmen sabrına hayran oldum. Bu kadar gol yiyeceksin ve sesin çıkmayacak. Yabancı madde atıldı, yine sesini çıkarmadı. O da inanmamıştı kendi defansının hatalarına. O yalnızca savunma hatalarına sinirlendi. Atılan yabancı maddelere değil. Başkan Aziz Yıldırım bile sinirlendi kendi taraftarlarının yaptığı bu olaylara. Oyunun ikinci bölümünde çıktı, kendisini anons yaptırdı. Ama dinleyen yoktu...
F.Bahçe bu maça inanmıştı. G.Saray'da bir gevşeklik vardı. Bu inanç eksikliğini anlayamadım. Hem oyuna hakimsin hem topla daha fazla oynuyorsun. Ama bitirici işler yapamıyorsun.
Ben G.Saray'a bu kadar fark yedi diye kızmıyorum. Kızdığım tek nokta işin ciddiyetine sahip olmayan futbolcular.