Bunlar köfte mi?

MAÇI futbol açısından tartıya vurursak; aralarında herhangi bir fark yok. İki takımın oyun kalıpları, tempoları ve hücum teşebbüsleri aynı idi. Farkı getiren faktör; şöhretli olan tarafın klasının daha ağır basmasıydı.

Maça gelirken, Aydın, Ferhat ve Mehmet gibi pırlantaları göreceğim için heyecanlıydım. Doğrusu, kimin nasıl oynadığı hiç umrumda değildi. Varsa yoksa gençler, diyordum.

Gerets, ilk 11’de normal bir takım çıkarıp, golü bulduktan sonra ’gelecek’ beklediklerini oyuna sürmeyi planlamıştı. İlk 11’e çıkan Ferhat’ın dışında ikinci şansı Aydın buldu. Aydın, sahaya adımını bir attı, tam attı. Oyuna girer girmez şahane bir top sürdü, ardından aynı güzellikte bir de pas attı ve Necati’ye golü yazdırdı. Taraftar da haklı olarak golü atana değil, attırana tezüharat yaptı. Ya öbür genç Ferhat... Öyle basit top oynuyor ki, topu çimenden yukarı kaldırmıyor. Nefis bir sol ayağı var. Raket gibi, topa çok güzel hükmediyor. İşte, al sana futbolcu... Hem genç, hem başarıya aç, hem de modern futbola uygun.

Beton gibi takım

Türkiye’de Aydın ve Ferhat gibi futbolcular için klasikleşmiş bir söz vardır; "Genç, pişmeleri lazım." Bu lafı benimseyenlere soruyorum; "Bunlar köfte mi, pişsin?" Böyle yetenekler Avrupa’da takır takır futbol oynuyor. Gerets’e naçizane tavsiyem; devamlı bu tip oyuncuları sahneye sür. Hem sen rahat edersin, hem de yeni yetenekleri ortaya çıkarmanın keyfini yaşarsın. Giresunspor’a gelince... Yeşil beyazlı takım tıpkı bir Giresun şarkısı gibi; "Giresun’un evleri şima (beton) ile kaynama." Futbolcuları hakikaten beton gibi. Galatasaray’dan hiçte ürkmediler... Korkmadan kafa kafaya mücadele ettiler.
Yazarın Tüm Yazıları