Bulunmaz Hint kumaşı

BÖLÜM 1: Galatasaray, ilk 20 dakikada zincire vurulmuş mahkum gibiydi.

Baktılar olmuyor, "Sıkışıyoruz, bir şeyler yapmamız lazım" dediler. Çözümü hemen buldular; topun kendilerinde daha çok kalması için yoğun bir pas alışverişine girdiler. Böylelikle Hamburg’un hızı bıçak gibi kesiliverdi.

Takımda Arda varsa, futbol da var, gol de... Arda, gencecik yaşına rağmen oyunu tek başına yönetiyor. Bir bakıyorsunuz hücumda, bir bakıyorsunuz defansta... Üstelik sağ kanat ya da sol kanat da farketmiyor. İhtiyaç duyulan her yerde Arda var.

Ayhan ile Barış orta alandaki top kapma savaşında canla başla çalışırken, Lincoln de bu koca 45 dakikada sanki özellikle kendisini gizlemeye çalışıyor gibiydi. Hiçbir şey yapmadı.

Maçtan önce kadrolar açıklandığında benim en çok merak ettiğim olay, defansın göbeğindeki Kewell ile Hakan Balta arasındaki görev paylaşımıydı. Zira ikisi de sol ayaklıydı. Herhalde aralarında anlaşmış olacaklar ki, Kewell sola, Hakan sağa geçti. Yine merak ettiğim bir başka isim, Serkan Kurtuluş da sağbekte gayet güzel oynadı, hiç sırıtmadı.

Lincoln süs bebeği

BÖLÜM 2:
İlk dakikalarda Arda ve Baros harikalar yaratıyorlar. Skor 2-0’a gelince, herkes gibi biz de "Evet, bitti bu iş" diyoruz. Ama olmuyor. Guerrero’nun birbiri ardına gelen şok golleri, o dakikaya kadar bayram yerinden farksız olan Ali Sami Yen’i mateme bürüdü. Skorun böylesine ters yüz olmasının birinci sebebi ise Cassio Lincoln adındaki süs bebeğiydi. Brezilyalı, tıpkı ilk bölümde olduğu gibi sahada boş boş gezinip durunca, Korkmaz haklı olarak onu oyundan aldı. Ama geç kalmıştı. Zamanında Lincoln’ün oynamak istemediğini yazdığımız zaman, bizi yuhalıyorlardı. Şimdi ise oyundan çıkarken, "Bizim şımarık futbolcularla işimiz olmaz" diye bağırdılar. Ve şimdi de diyorum ki; "Ben olsam, kendisini bulunmaz Hint kumaşı sanan bu Lincoln’ü bir dakika tutmam. Hemen gönderirim." Canı istediği zaman oynayan, maç seçen bir futbolcunun Galatasaray’da yeri yok.

2-2’den sonrası tam bir karmaşadan ibaretti. Garibim Arda yine sahada basmadık yer bırakmıyordu. Bülent Korkmaz, sahadaki forvetlerin yanına Ümit Karan ve Nonda’yı da ekleyerek, bütün şansını zorladı ama olmadı...
Yazarın Tüm Yazıları