HAYATIM boyunca yazılarımda hakemleri hep son plana koyarım. Ama bu maç yazısına hakemden başlamak istiyorum.
1-Lukunku golü atıyor. Acayip bir şekilde golü iptal ediyor. 2-Kerem, Cafer'i düşürüyor. Penaltıyı görmüyor. 3- Ümit Karan golü atıyor. Kaleci topu elinden kaçırıyor. O pozisyonu en yakın Koray Gencerler görmüyor. Orta hakem de görmüyor. Maçın yönetmeni Bülent Demirlek de görmüyor. Pozisyona uzuktan yakından alakası olmayan ta fizanda olan ikinci yardımcı Erhan Sönmez bayrak kaldırıyor, Demirlek'i çağırıyor ve golü iptal ediyor.
Kaptan Bülent Korkmaz'dan 10 yaş küçük olan orta hakem tecrübesizliğinden, böyle bir maçı kaldıramamanın ezikliğini yaşıyor. Saha içinde dalgalanıyor. Böyle maçlara, böyle hakem vermek, hem hakemi, hem takımları yok etmekten başka birşey değil. Yani hakem, ‘‘Maçın içine etti’’ desek yeri vardır.
Oyuna gelince... G.Saray, işi bir an önce bitirmeye çalışıyordu. Hücum adamları Hasan Şaş, Lukunku, Ümit Karan ve Baliç'le hücum ediyor ama saha içindeki zaafları da ayan beyan görünüyordu. Sağ kanat işlemiyor, boşluk bırakıyordu. Defansta Xavier hata üstüne hata yapıyor, Adanasporlu Cafer ve Necati 'ye mani olamıyordu.
İki kulübede isyan
Bunu gören Terim ikinci yarıda oyun kalıbını değiştiriyordu. Ayhan ve Pinto'yu oyuna sürüp Hasan Şaş ve Xavier'i çıkartıyordu. Ama Pinto da birşey yoktu. G.Saray maçı kazanmak için bütün hüneri gösteriyor ama olmuyordu. Adanaspor'u ablukaya alarak 21 korner kazanıyordu. Ama işler ters gidiyordu. Olmayınca, olmuyordu.
Kulübenin birinde Fatih Terim, diğerinde Yılmaz Vural isyanları oynuyordu. G.Saray hayati iki puan kaybetti. Telaşa düşmese, daha sakin oynasa, belki de rahat nefes alacaktı. Ama artık lig ateşten bir gömleğe dönüştü. Yukarıdakiler de, aşağıdakiler de yaşam savaşı veriyor. Bu savaşta en büyük sorumluluk Merkez Hakem Komitesi'ne düşüyor. Hakem tayinleri çok dikkatli yapılmalı. Bu tür maçlara deneyimli hakemler atanmalı. Bu tür bir hakem yazısını ilk kez kaleme alıyorum. Çünkü yanlışı görüyorum ve doğru yazıyorum.