ANKARALILAR benzetmeme alınmasın, Bursaspor dün gece tıpkı Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek gibiydi. "Galatasaray’a su yok" prensibiyle sahaya çıkmışlar ve gerçekten de 1 damla su yüzü göstermemişlerdi. Ne misafir dinlediler, ne de büyük takım..
Takır takır top oynadılar ama şansızdılar..
Sahanın hakimiydiler.
90 dakika boyunca ne istedilerse onu yaptılar.
Orta alanı ele geçirdiler..
Forvete hızlı top attılar, pozisyona girip, gol kaçırdılar..
Bülent Korkmaz oyuncularına öyle bir oksijen ve güç yüklemişti ki, Galatasaray’ın hucum adamlarına, orta sahada top gezdirmelerine engel oldular.
Dahası defansın mücadelesini de silip attılar.
Dalgalandılar..
Galatasaray mı?
Tüm vanaları kapalıydı sarı kırmızılı takımın. Defansta dalgalanıp durdular. Orta sahada Mehmet Güven, Ayhan Akman ve Arda topu hücuma aktaramıyordu.Zaten hücum adamları da (Hakan ile Ümit Karan) vanaları kısılmış, mengene ile iyice sıkıştırılmış bir vaziyette Bursa savunmasının arasında ezilip gitmişlerdi.
Feldkamp, bütün aksaklığı ilk yarıda gördü. Ancak değişikliğe gitmedi. Gitmedi çünkü sadece bir bölge değil tüm takım sorunluydu. Takım soyunma odasına gidene kadar bekledi.
Bursa oyuna hakimdi. Yani suyu akıtan taraftı. Dolayısıyla, testiyi de dolduracaktı. Yeşil beyazlılar her taraftan akıyor ama testiyi dolduramıyordu.
Futbolun en önemli kuralını, "Hayal kurmayı ve yardımlaşmayı" Bülent Korkmaz onlara öğretmişti.
Onlar için sahada, "Ben" değil, "Biz" vardı.
Ama Bursaspor’un hücum adamları da suyu boşa akıtıyorlardı.
Gol üstüne gol kaçırıyorlardı.
Sahne iki
İlk yarı böyle bitti. Galatasaray soyunma odasına indi. Feldkamp beklediği fırsatı burada yakaladı. Kötü oynadıklarını biliyordu, tüm isteği 1 gol ve 3 puandı.
Takıma ne yapması gerektiğini anlattı:
- Orta sahayı kalabalık tutun..
Öyle de yapmaya çalıştı G.Saray. Yapmaya çalıştı diyorum, çünkü tam manasıyla yapamadı. Uğur’un müthiş çabası ve Ümit’in güzel golü, psikolojik bir üstünlük getirdi o kadar..
Sonra.. Sonra yine başa dönüldü. Bursa gol kaçırmaya devam etti.
Feldkamp, Mehmet Topal, Serkan ve Barış’ı oyuna sürdü.
1 gol ona yeterdi. 3 puan nasılsa geliyordu. Geldi de...
Ama nasıl geldiğini, siz bir de Kalli’ye, Adnan Polat’a, kaleci Orkun’a ve G.Saray taraftarına sorun..