OTOBAN Faresi iş başında... Serkan’ı sezon başındaki yurt dışı kampında izlemiş ve bu futbolcuya dikkat edilmesi gerektiğini ifade etmiştim.
Çok bilen bazı şezlong yazarları ise, "Galatasaray’ın futbolcusu değil" dediler. Zaman beni haklı çıkardı. Özellikle Trabzonspor maçında attığı golden sonra herkes Serkan’a sahip çıkmaya başladı. Bu yeni yetenek dün öyle bir oyun oynadı ki, kendisine taktığım "Otoban Faresi" lakabını sonuna kadar hak ettiğini gösterdi. Yaşından ve boyundan beklenmedik işler yaptı. Kurnazlığını ve kıvraklığını konuşturup, Galatasaray’a hayat veren golü attı.
Dünkü maç bize günümüz futbolunda iki santrforlu sistemin ortadan kalktığını gösterdi. Tek santrfor oynarsın ama arkadan iki üç tane adamın pozisyona zamanında dahil olduğu zaman 3-4 santrfor olursun. Ama yazımızın başında da zikrettiğimiz şezlong yazarları, "Niye çift santrfor oynamıyorsunuz?" diye veryansın ediyor.
Lincoln kötüydü
Futbolda tartışılmaz kurallarından biridir; kazandığın topu en çabuk ve en akıllı biçimde hedefe götüremezsen hücum yapamazsın. Dün ilk yarıda Galatasaray bu sıkıntıyı yaşadı. Bu durumun başlıca sorumlusu ise Lincoln’dü. Yakın markaj altında kalan Brezilyalı futbolcu, ne Arda’ya, ne de Serkan’a istenen pasları atabildi.
Feldkamp, Linderoth’u sağ kanatta oynatarak oyunu o bölgede sıkıştırmak istedi. Sonra hata yaptığını anlayınca ikinci bölümde Linderoth’u çıkarıp Hakan Şükür’ü oyuna aldı. Serkan’dan sonra Panionios maçının diğer yıldızı Mehmet Topal’dı. İkili mücadelelerde son derece etkili olan ve iyi top kullanan bu futbolcuyu Fatih Terim’in en kısa sürede milli takıma çağırması gerektiğine inanıyorum. Her geçen gün kendisini daha da geliştiren Mehmet Topal’ın A Milli Takım’da en az Mehmet Aurelio kadar büyük işler yapacağına eminim.