HASAN Şaş’ı dikkatle izledim. Milli Takım olayından sonra morali nasıldı diye merak ediyordum? Ben dün Hasan Şaş’ta bugüne kadar olmayan birçok şeye şahit oldum.
Sahanın her yerinde vardı. Top çaltı, hakeme itiraz etmedi, sadece futbolunu oynadı. Necati’nin attığı iki golde Hasan vardı. İlkinde akını başlatan, ikincisinde pası veren Hasan’dı. Maçta yalnızca futbolu düşünen Hasan’a sanki birileri sakinleştirici iğne yapmıştı. Futboluyla ‘Artık uslandım’ mesajı veren Hasan, böyle devam ederse eski günlerine dönecektir.
Hakan Şükür canla başla mücadele etti. O kadar çok pozisyona girdi atamadı, son dakikada ihtirası galip geldi ve amacına ulaştı. ‘İşte Hakan benim’ dedi. Hakan hiçbir zaman tartışılacak bir isim değildir. Hakan gibi bir futbolcun varsa, kullanacaksın. Sakat olmadığı dün görüldü. Defansa gelip top çıkardı, hücumda kafa paslarıyla arkadaşlarına servis yaptı.
G.Saray’ın arızalı tarafı olarak gösterilen sağ kanatta Cihan dün görevini başarıyla yerine getirdi. Kademe hatalarını giderdiği gibi, hücuma da katkıda bulundu. Defansta Song mükemmel oynattı, hiçbir topu sektirmedi. Yerinde müdahaleleriyle Tomas’la birlikte G.Saray’ın güvencesi oldu.
Tabelayı görünce şaşırdı
Hagi, skor 1-1 devam ederken oyuncu değişikliğine karar verdi. Sabri ile Arif ısınmaya başladı. O sırada kenara alınacağı işaret edilen Necati ikinci golünü attı. Değişikliği gösteren tabelayı görünce de şaşırdı. Ama Hagi, işaretini vermişti ve değişimi yapmak zorundaydı. Çünkü kenardaki iki futbolcu da 4. hakemin yanındaydı. Öyle sanıyorum ki, Sabri’yi oyuna aldığı için pişmanlık duymuştur.
Samsunspor aslında G.Saray’la başabaş mücadele etti. Hiçbir zaman savunmayı ön plana çıkarmadı. Sürekli hücumu ve golü düşündü. Hareketli bir maç olması için varını yoğunu ortaya koydu. G.Saray, Ali Sami Yen’de yenilmez olduğunu bir kez daha gösterdi. Hagi de mutluluğu yakaladı.