G.SARAY, Fatih Terim'in deyimiyle, ‘‘Bir değişim süreci'' geçiriyor. Bu sürecin sloganı da ‘‘Geleceğin takımı’’
Peki ama Fatih Terim neyi, nasıl değiştiriyor?
Herkesin kafasında bu soru var. Çünkü hemen hemen hepimiz değişimi, ‘‘Kadrodaki revizyonla sınırlı’’ olarak algılıyoruz. Açık söyleyeyim, böyle düşünüyoruz ama hepimiz fena halde yanılıyoruz. Sarı kırmızılı takımın Antalya kampı bir gerçeği gözler önüne serdi. G.Saray'da ve Fatih Terim'de gemileri yakmanın, geriye bir daha bakmamanın rahatlığı var şimdi.
Bakın G.Saray'da neler değişiyor?
Bülent, Hakan Ünsal ve Arif için henüz karar aşamasındaydı Fatih Terim. Ama artık bir şeyler yapmanın da zamanı gelmişti. Bu kararı kolay vermedi. Tepkileri hesaplıyordu. Hatta düşüncelerini paylaştığı yakınlarına, ‘‘Beni vefasızlıkla suçlayacaklar. Ama bu vefasızlık değil.’’ diyordu.
Savaş başlıyor
İşe önce bu ‘‘Operasyon’’dan başladı. Ardından hiç hoşlanmadığı bir eleştiriye karşı daha savaş başlattı. Fatih Terim bugüne kadar yapılan ‘‘Futbolcularla muhattap bile olmuyor, Müfit Erkasap'ı gönderip mesajını öyle iletiyor’’ yorumlarının aksine, futbolcularıyla tek tek ilgilenmeye başladı.
Davranışları artık farklı. Ya da bize öyle geldi. Ama görünen bir gerçek var ki, G.Saray'daki değişim en tepeden, Fatih Terim'den başlıyor.
Basınla ilişkilerini ‘‘Belki de şimdilik’’ sıcak tutuyor. İdmanları alabildiğine açıp, çalışma olanaklarını genişletiyor.
Futbolcularına sahada tıpkı bir öğretmen gibi yaklaşıyor. Savunmayı, orta alanı ve hücum oyuncularını tek tek istediklerini nasıl yapmaları gerektiği konusunda uyarıyor.
Neler istiyor neler
Şimdilik, 3 şey bekliyor onlardan.
- Pozisyon hatası yapmayın. Sahada nasıl duracağınızı öğrenin.
- Pres, nerede olursa olsun pres yapın, rakibe baskı uygulayın.
- Birlikte hareket edin. Özellikle savunmadaki 4'lü ne olursa olsun, sanki tek bir insan gibi davranacak.
Bunlar Terim’in futbol felsefesiydi. Çalıştırdığı her takımdaki oyuncularından bunu istiyordu. Ama şimdi sanki herşeye sıfırdan başlıyormuş gibi davranıyor.
Sadece Terim'de değil takımda da bir farklılık var elbette. Hangi G.Saraylı'ya sorarsanız sorun, ikinci yarı için herkes endişeli. Terim'in deyişiyle, ‘‘Değişim’’den kimse parlak sonuçlar beklemiyor.
Ama G.Saray değişiyor. Futbolcuların başarı açlığı ve gençliği en büyük silahı Terim'in. Spartak Moskova karşılaşması öncesi sahaya süreceği kadroya maçta neler yapmaları gerektiğini tek tek gösterdi.
Ve o maçta futbolcularından istediği verimi aldı.
Terim’in başka yüzü
O futbol ve elde edilen sonuçla birlikte yüzü de gülmeye başladı.
5 günlük kamp raporu böyle. Şimdi gelelim sonuca. Belki biraz iddialı olacak ama tüm bu çalışmaların sonuçları beklendiği gibi alınırsa ‘‘O 96 ruhu geri dönecek.’’
Fatih Terim, başka, bambaşka, herkesin özlediği bir takım hazırlıyor. Ve iddia ediyorum, bu Galatasaray ilk yarının, hatta geçen yılın Galatasaray'ından çok daha güçlü, çok daha saygın ve çok daha başarılı olacak.
Bunlar FatihTerim'in olumlu yönleri. Ama bir de gerçek var. Siz ister heyecan deyin, ister adını hırs koyun. Kulübedeki FatihTerim etrafa stres saçıyor. Hakemlerle oynuyor, sık sık itiraz ediyor. Bu hem tribünleri, hem de sahadaki futbolcuları olumsuz etkiliyor. Eğer öfkesini dizginlemeyi başarırsa, bu hem Galatasaray'ı, hem de Fatih Terim'i çok daha sempatik kılacak.