GALATASARAY formasını giyiyorsunuz, rakiple mi maç yapıyorsun yoksa hakem Fırat Aydınus ile mi?
Bu ne kardeşim... Hangi hakem kararları değişmiş ki, hepiniz birden Aydınus’a hücum ediyorsunuz. Birer birer sarı kart görüp laubali hareketlerle oyunu bırakıyorsunuz.
Arda, sinir küpü olmuş, ben "Arda Turan’ım" diye hakeme posta atıyor. Hakem bunun altında kalır mı? Galatasaray’ın yediği ikinci golde top, bana göre Ümit Karan’ın ayağına çarpıp içeri girdi. Yan hakem ofsayt deyip bayrak kaldırdı. Ancak Fırat Aydınus pozisyona yakın olduğunu belirtip golü verdi. Ondan sonra da, rakibe hücum edemiyorsun, hakeme ediyorsun.
Youla tek başına savunmayı dağıttı
Koca oyun boyunca parmakla sayabilecek kadar Galatasaray’ın pozisyonu bile yok. Youla, Servet ile Fernando Meira ikilisini alıp adeta gezmeye çıkardı. Koca Galatasaray defansı Youla’ya yol veriyor. Sonra kaleci De Sanctis her pozisyonda "çıkayım mı, çıkmayayım mı?" çelişkisi yaşıyor. Ardından suçlu aranıyor. Shabani Nonda ile Milan Baros sanki izinli günlerinde idi. Orta sahada bir tane Ayhan var. Adam topu mu kessin, oyun mu kursun, pas mı atsın? Allah aşkına bir adama bu kadar yüklenilmez ki.
Kewell, sezon başından bu yana ilk kez sahada yoktu. Hiç ağırlığını koyamadı. Dün Galatasaray’da Cassio Lincoln sahada mumla arandı. Lincoln olsaydı, hücum adamlarına ya da kendine pozisyon yaratmasını bilirdi. Oyunu okuyabilir, çözüm üretebilirdi. Eskişehir’in üçüncü golü ise ofsayt kokuyordu.
Es-Es galibiyeti kesinlikle hak etti
Ancak asla bu Eskişehir’in galibiyetini gölgeleyemez. Çünkü Rıza Çalımbay’ın öğrencileri savaşmasını seviyor, Galatasaray’dan hiç ürkmeden galip geleceğinden emin bir futbol ortaya koydu. Yani, dün gece galip gelmesi gereken takım kesinlikle Eskişehirspor’du. Galatasaray’ın bu kadar kötü oyun sergilemesinin nedenlerini Skibbe’ye sormak lazım.
Bu takım 3 gün aranın ardından bu kadar kötü oynar mı? Ne pas veren var, ne kademe yapan ne de gol koklayan var koca Galatasaray takımında. Tabii mağlup olursun, başın önde sahadan ayrılırsın. Çünkü hiçbir futbolcunun kafası maçta değildi. Akılları başka yerde idi. Bu normal sonuç sayın Skibbe...