Paylaş
Galatasaray’daki hemen her şey yeni olduğu için orkestranın tellerinde akort bozuklukları vardı. Fakat takımı saha içinde gayet iyi idare eden bir de kemancı vardı: Arda Turan. Top ayağına her geldiğinde kemanından ses getirdi. Hücuma geçince yaptığı şık hareketlerle birbirinden güzel gol pozisyonları üretti. Ancak Baros hep sırtı dönük olunca, sular bir türlü kanala ulaşamadı.
Dün akşam Galatasaray’ın en zayıf yönü defansıydı. Hem Gökhan hem Servet buluştukları topları hep gelişi güzel kullandılar. Halbuki oyunun onlardan ‘adrese teslim’ bir şekilde başlaması gerekirdi.
Orta sahanın sağında oynayan Yaser’in zamanlaması kötüydü; Arda ve solda oynayan Serdar’ın kale dibine yaptığı ortalarda doğru hamleler yapamadı. Hal böyle olunca Rijkaard, ilk 45 dakika biter bitmez Yaser’e kementi attı.
Bu sezon ilk kez sahaya adım atan Linderoth ve Kewell, hiç sırıtmadan takıma hemen ayak uydurdular.
Galatasaray dün akşam o kadar akın yaptı, rakibi delmeye çalıştı, ancak goller iki duran toptan geldi. Önce, çalışılmış bir organizasyonla Sabri’nin pasında Mustafa’nın kafayla attığı gol, Tobol’un kilidini açtı, Galatasaray’ın strese girmesini önledi. Arkasından, son dakikada Arda’nın kullandığı bir kornerde Servet, mermi gibi bir kafayla perdeyi kapattı.
Oyun kurucu alınmalı
Tobol maçında bir kez daha gördük ki; Galatasaray’ın acilen takımı yönetecek, topları sevk edecek bir oyun kurucuya, beyne ihtiyacı var. Eğer bulunamazsa, Rijkaard oyun felsefesini devamlı değiştirmek zorunda kalacak.
Dün akşam dikkatimizi çeken bir başka olay da, genç Serdar’ın sakatlığı sonrası yaşanan panikti. Serdar sahayı terk ettikten 5-6 dakika sonra oyuncu değişikliği yapılabildi.
Avrupa kupalarına yabancı olan Tobol, haddini bilerek mücadele etti. Çok iyi bir takım olmasa da, karşı fazla açık vermeden, dirençli oynadı. Galatasaray orta sahasının pas alışverişine de çoğu zaman izin vermediler.
Paylaş