Ah ile vah ile

GALATASARAY dün maçı kazanırken, ıstırap çekti. Nasıl çekmesin ki? Takımdaki bütün hatlar bozuk, birbirine elektrik iletmiyor, sık sık cereyanlar da kesiliyordu.

Bereket versin Nonda, tilki gibi kurnazdı. Bursaspor defansının hatasından golü attı. Yoksa, gol atmak için inleyen nağmeleri yaşardı sarı kırmızılılar.

İyi ki Demokratik Kongo Cumhuriyeti, elendi de Nonda, Afrika Kupası’na gitmedi. Onların elenişi G.Saray’a yaradı.

Galatasaray, dün akşam "Hababam Sınıfı" gibiydi. Sahada futbol oynamıyor, sanki "gırgır" geçiyordu. İşin ciddiyetinin farkında değillerdi.

Defansın ortasında Servet, onun önünde Mehmet Topal ve hücumda Nonda... Bu üçlü olmasaydı Bursaspor, Galatasaray’ın belini kırabilirdi. Bu üçlünün dışında ayakta kalan kimse yoktu.

Bravo hakem

Kalli baktı işler kötü gidiyor, "Bu takım bir gol atsın, ben de bu maçı kazanayım yeter" diye düşündü ve öyle de oynattı takımı. Hakan Balta sakatlanmadan önce orta sahaya baktı, işler iyi gitmiyordu. Sabri ile kuvvetlendirmeye çalıştı, ardından İsmail Bouzid ve Mehmet Güven ile takviye etti.

Dedim ya, Galatasaray Servet, Mehmet Topal ve Nonda’ya dua etsin. Yoksa bu takım dün gece hüsrana uğrardı. Üstelik rakiplerin tümü haftayı 3 puanla kapatmışken.

Yardımcı hakem Cem Satman, karşılaşmanın gerildiği bazı pozisyonlarda sahaya girdi, olayları anında gördü ve müdahale etti. Tebrik ediyorum. Sonuç mu? G.Saray’ın dün akşam oynadığı oyunun adı futbol değildi. Çünkü futbol başka bir şey. Onlara tavsiyem bu maçın kasedini birkaç kez izlemeleri. Eminim o zaman oynadıkları oyunun adını kendileri koyacaklardır.

Yazarın Tüm Yazıları