Ah be Halil'im

Aha oyunun başları, Almanya kalesine yerleşmişiz. Vursan gol olacak ama sen ayakta duramıyorsun be Halil'im.

Atsan, arkası gelecek. Takım rahatlayacak, böyle ıstırap çekilmeyecekti. Ümitlerimiz, 2.5 yıllık bir sefere çıkmıştı. Dağları, bayırları, denizleri aşmış, tam ganimetleri toplamıştı ama gelgelelim Almanya durağında bütün herşeyi olduğu gibi bıraktı. Yazık oldu, hem de çok yazık.

Bu maç, ocak ayından sonra olsaydı belki sonuç daha farklı olurdu. Çünkü futbolcularımızın birçoğunun kafasına transfer yerleşmiş, kendilerini bırakmış gibiydi. Raşit Çetiner orta sahaya, liderlik görevi yapmaları için Selçuk ve Uğur'u koymuştu. Ama ikisi de, al birini vur ötekine misali. Ne bir tane gollük pas, ne de kanatlara atılan doğru dürüst bir top... Ya Serkan ile Kemal'e ne demeli? İlk bölümde ikisi de sol kanatta oynuyor ama birbirlerini tamamlamıyorlardı. O kanat felç olmuştu. Kemal top yerine hakemle oynuyordu. Sonradan bunu gören Raşit Çetiner, Serkan'ı sağ kanada aldı. Serkan'ı biraz diriltmek istiyordu ama olmadı.

Raşit ne yapsın!

Sonradan oyuna giren Sinan, tecrübeli bir takımda oynuyor hesapta. Bir adam geç be mübarek! Aslında Raşi 'in yaptığı bu değişiklikler mantık olarak doğruydu ama, sahaya koyduğu adam iş yapmayınca o ne yapsın! Dün, görevini eksiksiz yapan bir futbolcu vardı, o da defanstaki Suat'tı.

Bir takım top kullanmakta gecikirse, kimse ona fırsat vermez. Hele hele rakibin makineleşmiş bir Alman takımı olursa hiç şansın yok. Hakem de maçın kaderini belirleyen pozisyonda öyle bir faul kararı verdi ki, faulle uzaktan yakından alakası yok. Hadi o yanlış karar verdi, son dakikadasın be kardeşim. Bir an önce sahaya yerleş, adam paylaşımını yap. İki tane adam en arkada sivri bir şekilde duruyor. Herkes görüyor ama siz göremiyorsunuz.Yanarım yanarım, bunca yıl verilen emeklere yanarım.
Yazarın Tüm Yazıları