SEZON başından beri "Istırapla inlerim" şarkısını söyledi G.Saraylı futbolcular. Birçok sıkıntıya göğüs gerdiler. Yılmadılar, giydikleri formanın hakkını vermek istediler. Hiçbir zaman da isyan etmediler. 83 gibi rekor bir puana ulaştılar. Onları tebrik etmemek elde mi?
Bu, tebrik edilecek bir savaşımdı. Savaşı da hakkıyla yaptılar. Son Kayseri maçında tekrar bunu ortaya koydular. Kazanma duygusu içlerine yerleşmişti. Daha oyun başlar başlamaz Kayserispor’u abluka altına aldılar. Kenarlardan, ortadan bütün varyasyonları denediler. İstediklerini de aldılar. Devamlı arkasından konuşulan, futbolculuğunu tartışma cüretini gösterenler Hakan Şükür’ün servislerini, defansa kadar gelip mücadele etmesini herhalde görmüşlerdir. Hasan Şaş hırsı ile dikkat çekti. Önceleri sağ kanadı kullandı, daha sonra her yerde gezdi. Atılan iki golde de HasanŞaş’ın asisti vardı.
İftahar edilmeli
Tomas, rakibin tehlikeli akınlarında zamanında müdahaleler etti. Orhan Ak, ona yardımcı oldu. Saidou, orta sahadan kaptığı topları oyuna olumlu bir şekilde soktu. Kamerunlu futbolcu, Kayserispor’un oyun kurmasını engelledi. Sol kanatta Sabri, gidip geldi. Ergün abisine yardımcı oldu. Hasan Kabze biraz şanslı olsa, daha oyunun başında golü bulurdu.
G.Saray, inancın arzunun semeresini bence gördü. Çünkü ruhlarında bir takımdaşlık örneği vardı. Bu takımdaşlık örneğinde "ben değil, bizler varız" duygusu G.Saray’ı bugünlere getirdi.
Teknik direktör Gerets ve asistanları bu işin felsefesinin dışına çıkmadı. Bildiklerini yaptılar. Kolay mı, acılı günleri neşeye dönüştürmek? İşte bunu G.Saray yaptı ve karşılığını gördü. Bu takımda forma giyen herkesi kutlamak gerekir. İftahar edilmeli. Çünkü büyük dalgalarla boğuştular, sonunda gemiyi limana çekmeyi başardılar.
G.Saray’ı kutlamak gerekir. "20.45’te şampiyonuz" dediler ve sözlerini tuttular. İnandılar, başardılar. Böylesine bir takım şampiyon olduysa, herkes in alkışlaması gerekir.