Acemi gibi

ALİ Sami Yen’de G.Saray uzun zamandır seyircisiz oynuyor. Ama bu kadar gürültüyü ben hiç görmedim.. Futbolcu bağırıyor, idareci bağırıyor, teknik adam bağırıyor, yedekler bağırıyor, yani statta neredeyse kim varsa bağırıyor. Sessizlik mi? Nerede?.

Oyun başlıyor. Ankaraspor, en anahtar bölge orta sahadaki parselleri sanki satın almış. Oradan istediği gibi topu koşturuyor. G.Saray sanki kiracı gibi kendi sahasındaki hareketlenmeyi sadece izliyor. Ne oyun kuruyor, ne de bir çaba gösteriyor. Oyun kuramayınca da Song ve Servet her gelen topa Allah ne verdiyse vuruyor.

Bu da Ankaraspor’un işine geliyor. Oyunun üçte biri böyle gidiyor. G.Saray’ın hücum adamları Hakan Şükür ve Ümit Karan buldukları boş parsellerde ise acemice hareket ediyorlar.

Arda vurdu olmadı, Hakan’a buyurun dedi o da atamadı?

Lincoln’ün şutu ise boş tribünlere gitti.

Kısacası G.Saray birinci yarıda istediği hiçbir şeyi yapamadı?

Lincoln’e kelepçe

Aslında şef Feldkamp’ın elinde takımı faaliyete geçirecek birçok iyi enstrüman çalan futbolcusu var. Ama bunu bir araya getirip ahenk içinde çalamamanın eziyetini çektiler.

Nedeni ise Ankaraspor’un hem orta saha, hem de savunmasındaki oyuncuların hırsları ve başrol olma arzuları. İkinci yarıda G.Saray rakip alana orta alandaki Barış ve Linderoth sayesinde yerleşti.

Ankara kalesini sadece Barış rahatsız etti.

Lincoln’ü durduracağım diyen Hikmet Karaman, Hürriyet ile Sambacıya kelepçe vurmuştu.

Kalli ise hücumda etkisiz olan Hakan Şükür ve Arda’ya kement atıp sahaya Hasan ile Nonda’yı sürdü.

Onlar yapamadı belki bunlar yapar dedi Kalli ama evdeki hesap yine çarşıya uymadı.

Ne Hasan, ne de Nonda topu hedefe gönderemedi.

Orkun’a da bir tek 80.dakikada iş düştü. O da Bilal’in füzesini çıkarmayı becerdi.

G.Saray sessiz oynadığı son maçta perdeyi sessiz kapattı..
Yazarın Tüm Yazıları