ÇOCUKLUĞUMUZDA bayram yerine gider, komşu mahallenin çocuklarıyla yarışırdık. Tezgahta bulunan sigaralara halka atar, ekip halinde kazanmak için varımızı yoğumuzu ortaya koyardık.
Sigara zararlı olduğu için parasını alır, macun yerdik. İşte Galatasaray'da dün rakibi ile adeta bir mahalle savaşı yapıyordu. Halkayı atan sigarayı alıyordu. Önce Arif atıyor, top direğin üstünden dönüyordu. Sonra Ergün vuruyor, o top da yine direğin köşesinden dönüyordu. Rakip atıyor, hedefi tutturamıyordu. Yoğun bir taaruz şeklinde geçiyordu maç.
Ekibimizin lideri Felipe arkadaşlarına servis yaparken, habire faule maruz kalıyor, tartaklanıyordu. Ama bir türlü onu durduramıyorlardı. Hacivat, Karagöz oyunundaki gibi Felipe'yi devamlı düşürüyorlardı.
TAM İSABET
Ama Galatasaray yıkılmıyordu. Oyun disiplinine harfiyen uyuyorlar, plandan asla sapmıyorlardı. Teknik Direktör Fatih Terim oyuncu değişiklikleriyle takımının gücünü artırıyordu. Hasan'ı çıkartıp, Sarr'ı oyuna alıyordu. Galatasaray için tam isabetli bir değişiklikti. Sarr girip ilk halkayı attı. Komşumuz dağılıyordu. Daha sonra Arif ikinci halkayı da atınca parayı alıyor ve macunu yiyorduk.
Sarı kırmızılıları tebrik etmek lazım. Felipe, Galatasaray'ın maestrosuydu. Mondragon, direklerin bekçisiydi. Yeni olmasına rağmen Almaguer, 40 yıllık Galatasaraylı gibiydi. Ergün yine mükemmeldi. Aksayan yönler vardı elbette ama onlar da gelip geçiciydi. Ümit ile Hakan Ünsal biraz rakibe yol veriyor ama arkası gelmiyordu. Bayramı rakip mahallede kutluyorduk. İki tane halka attık, macunuda götürdük.