F.BAHÇE, zaten defansından ‘Çile bülbülüm çile’ diyor. Bir çileyi de Ersun Yanal söylüyor.
Kazandığı topu kullanamayan, manevra kabiliyeti hiç olan bir Servet ve onun yanında Deniz. O da sonbaharda ‘yaprak dökümünü’ oynuyor. Ben, bugün gazetede ‘Bu maçta defans iyi oynarsa skor değişik olur, yoksa yine hüsran’ demiştim bir büyük ağabeyime. Heyyy Ersun Yanal... Sistem mistem hak getire. Madem ‘sistem’ diyorsun niye kanatlardan oynatıyorsun? Ukrayna’nın defansı boylu poslu. Biz ise boy fakiri. Amatör takım antrenörü bile Ukrayna gibi bir rakibi görse ‘Aman çocuklar, bu takım boylu poslu, yerden oynayın’ der.
Ne oldu, Hakan Şükür. Tüm milli takım teknik adamları Hakan Şükür’le çalışmak istedi ve başarılar kazandı. Sen ise ona ‘Abbas Passanger’, yani yolcusun dedin. Hakan Şükür, Trabzon’da yaptığın yanlışları gördü sana söyledi. Sen bunu kaldıramadın. Sen, söz geçirecek kişilerden oluşan bir ekip istiyordun. Hakan Şükür’ün bu laflarını hazmedemedin. Senin futbol kültüründen bin kat daha fazla o kültüre sahip Hakan Şükür. Çok sayıda teknik adamla çalıştı, onun öğrendikleri daha fazladır.
Başını taşlara vuracaksın
Emre’ye bayılıyorum. Zaten 16 yaşından beri ‘Adam olacak, peşinden koşacağız.Aman şununla bir röportaj, bir söyleşi yapalım.Bu çocuk gelecekte Türkiye’yi yurt dışında bile temsil edecek’ dedim. Gülen oldu, kaale almayan da oldu. Ama ben inatla bu çocuğu yazdım da yazdım. Sonunda İtalya gibi futbolun beşiğinde paylaşılamayan kişiler arasına girdi. İşte Emre... Ukrayna 11 kişi, Emre 1 kişiydi. Helal sana... Seninle gurur duyuyorum.
Ukrayna, ilk yarıda istediğini aldı, Shevchenko ikinci golü attı. Oyunun ikinci bölümünde ise Milli Takımımız’ın sahasında bir kahve içmediği kaldı. ‘Amaann, nasıl olsa istediğimizi aldık, bir de sigara yakayım bari’ diyecekti ama onu da bulamadı. Şimdi ne olacak? Ersun Yanal, Kenan Doğulu’nun şarkısını söyleyecek ‘Aşkım Aşkım diye ağlayacaksın... Başını taşlara hergün vuracaksın.’