Paylaş
MARMARA
- MARMARA Bölgesi’nden başlayalım. Kırklareli ve İğneada kısa turlar için uygun ve çok kabarık miktarda olmasa da uygun otel ve yeterli sayıda lokanta imkânları mevcut. Tekirdağ – Şarköy hattı ve Karadeniz kıyısındaki bu imkânın yanında ikinci bir bölge daha aşağı yukarı aynı konaklama ve iaşe imkânlarına sahip; Eceabat ve Gelibolu arasında Seddülbahir ve Kilidbahir arası ama daha çok karşı Anadolu yakasında Ezine ve Behramkale arasındaki tesisler yer alıyor. Bu bölgenin arkeolojik gezi açısından da çok uygun olduğu malum.
Bu sıra en çok dikkat edeceğimiz yer; hiç şüphesiz hep göz ardı ettiğimiz, bazılarının modası geçmiş diye baktığı yerler. Bir zamanlar çok makbul olan Erdek, gözden düşmüş gibi. Oysa şu mevsimde gezilecek, konaklanacak ve çok şeyin görüleceği en uygun bölge burasıdır. Gene aynı şekilde Eceabat ve Gelibolu arasındaki Seddülbahir ve Kilitbahir çizgisi üstündeki bölge fevkalade tatil geçirebileceğiniz bir yer. Gelibolu ve Çanakkale mutfağı Türkiye’nin en canlı, en lezzetli mutfağı olan bölgelerinden biridir. Deniz ürünleri bakımından da son derece tatminkârdır. Şimdi tatilcilerden çok sayfiye evlerinin yığıldığı Çanakkale - Behramkale arasındaki bölge hâlâ Ege Denizi’nde hâkim coğrafyası, doğal güzellikleri yanında Troya’dan başlayan ve Aleksandr Troya’sına kadar uzanan arada “Farelerin Apollon’u” denen mabet gibi yeni kazıların ve restorasyon faaliyetlerinin görüldüğü, arkeolojik bakımdan zengin bölgelerdir. Bu bölgenin en rahat gezileceği zaman ağustos ayının ikinci yarısıdır.
KARADENİZ
- YAZIN sıcak zamanlarında Amasra, İnebolu, Kastamonu ve Ilgaz arasında konaklama imkânları yeterli olup, eskiden beri alışılmış yaz rotasıdır. Bilhassa Amasra ve Safranbolu turizme açık ve geceleri rahat ettiren, gündüzleri de bunaltıcı sıcakların görülmediği yerlerdir. Kastamonu ve civarındaki Kasaba Camii gibi eserler ve birtakım köyler bilhassa Çankırı’da Belören gibi köylerimiz de bu cümledendir.
ORTA ANADOLU
- Orta Anadolu’nun bu mevsimde en esaslı gezi yeri ne Konya ne Ankara’dır. Doğrudan doğruya Kapadokya dediğimiz Nevşehir bölgesine gitmeliyiz. Göreme Vadisi, Ihlara ve Avanos... Gündüzün kuru sıcağı sizi biraz yorabilir ama bu orada gezmenize mâni değil. Bilhassa akşamın çökmesinden sonra dünyanın en tatlı serin geceleri bu bölgededir. Kapadokya’yı Bizans, Karamanlı - Hristiyan Türk yerleşimi olup Ürgüp’teki kalıntılar ve Selçuklu dönemi eserleri için mutlaka gezmelisiniz. Size edebiyatın veremeyeceği bilgiyi, görsellik ve onun uyandıracağı merakın uyarılacağı yerler.
GÜNEYDOĞU
- GÜNEYDOĞU’da sadece ve sadece Mardin, Deyrüzzaferân, Mor Gabriel Manastırı dediğimiz manastır bölgesi kısa bir gezi için uygun. Gezilerinizi eylül ayına tehir etmenizde fayda vardır. Mardin kendi yapısını korumaya çalışan eski yapısı, geleneksel çarşısı ve etrafında Deyrüzzaferân ile Mor Gabriel Manastırı gibi Süryani – Arami medeniyetine ait manastır ve kiliselerin bulunduğu yerler. Geceleri hiç şüphesiz daha serin bir hava var ve konaklama imkânı eski yıllara göre çok daha iyi.
DOĞU ANADOLU
- SONRAKİ hedef Doğu Anadolu’da Erzurum’un kendisi ve Kars’tır. Kars yaylası temmuz ve ağustos aylarında faydalı bir bölgedir ve nefis bir gezi için uygundur. Eğer bir çırpıda Selçuklu öncesi Ermeni medeniyeti ve Selçukî Türk medeniyeti ve Osmanlılığı bir arada öğrenmek istiyorsanız bu bölgede olmalısınız. Hele ki Kars mıntıkası Rusya – Osmanlı çatışmalarını kapsadığı için yakın tarihi kitabiyat dışında canlı örneklerle görebileceğiniz yer.
EGE VE AKDENİZ
- EGE Bölgesi’nde yazın bu sıcak zamanlarında kuzeyde Kaz Dağları, güneyde de Fethiye bölgesinden başka yeri sıcak mevsimde tavsiye etmemiz zor. Denizden uzak yaylaları gezmeye alışmalıyız. Aynı şekilde Antalya’da batı yakasını tercih etmeliyiz. Çıralı’nın üst tarafları ve Kelebek Vadisi gibi yerler görülmelidir. Biz Akdeniz’i sadece plaj olarak düşünüyoruz. Halbuki Antalya’nın hemen kuzeyindeki Elmalı, Saklıkent, Isparta - Burdur bölgesindeki Sagalassos ve diğer harabeler Helen - Roma medeniyeti için önemlidir ama kervansarayların son nihai bölümü Antalya bölgesinden geçer. Burada Kelebekler Vadisi gibi yerler günübirlik gezi için uygundur. Aslında Batı Antalya yazın sıcak günlerinde Doğu Antalya’ya göre daha tahammül ve rahat edilecek bölgedir.
Türkiye tarihinin Helenistik, Roma ve Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devri bakımından en verimli yöresi hiç şüphesiz ki Bergama’dan başlayarak Fethiye’ye kadar uzanan bölümdür. Nihayet uzun bir yol kat etmeyi göze alırsanız Datça Yarımadası’nı bir baştan öbür başa, özellikle uçtaki Knidos harabelerini görüp denize girerek yaşamak müstesnadır. Buraları yazın daha rahat coğrafî şartlar altında gezer hareketli bir tur yapar, sağlıklı günler geçirebilirsiniz.
PARİS OLİMPİYATLARI
PARİS Olimpiyatları sona eriyor. Doğrusu ilginç manzaralar sunan aynı zamanda da ciddi organizasyon problemleri olan bir faaliyetti. Türk gençleri ve Türk takımları futbolun dışında yeni spor dallarında varlıklarını sergilemeye başladılar. Filenin Sultanları, boks alanında kızlarımız, nişancılarımız çeşitli dallardaki başarılarımız tekerrür ediyor ve yeni sahalar açılıyor. Türkiye için hafife alınacak olaylar değil. İlk defadır ki Türkiye olimpiyatlarda Yusuf Dikeç’in şahsında çok orijinal başarı gösterdi. 16 yaşındaki Kuzey Tunçelli dereceye girenlerdendi. Atışta Yusuf Dikeç âdeta olimpiyatların sembolüydü. Taklit edilen biri oldu. İnsanımız kabiliyetlidir. 14 yaşında bir çocuğa rastladım, Balkan eskrim şampiyonuymuş. Yakında bir yerde çıkar.
MALÎ İMKÂNLARIMIZI FUTBOL DIŞINA YÖNELTMELİYİZ
Futbol için çılgınca bütçeler harcamaları bırakmalıyız, malî imkânlarımızı bu sahalara yöneltmeliyiz. Hiç şüphesiz ki kalabalık ve altyapısı üçüncü dünya blokundan farklı bir ülkenin bu gibi sonuçlara gitmesi normaldir. Mühim olan siyasetin ve idarenin bunu anlaması, spor idaresinin belli bir zümrenin tekelinde değil, ehil insanları da içine katarak yenilenmesidir. Gelecek olimpiyatlar için bu noktayı tartışacağız ve olimpiyat sona erdirdikten sonra neticeler üzerinde duracağız.
Fenerbahçe Spor Kulübü olimpiyatlara gönderdiği sporcu sayısının fazla olmasıyla dikkati çekti. Başarılıydılar. Kulübün bu alandaki fedakârlığını ve başarısını iki kelime ile karşılayabiliriz; candan şükran ve tebrik...
Paylaş