Paylaş
Türk öykücülüğünde müstesna bir yeri olan, çevirileri ile dünya edebiyatının önemli isimlerine ses veren bir edebiyatçı değil de hayatına giren şairlerin ilham kaynağı olmaya kadar indirgenir neredeyse varlığı.
Erhan Altan’ın ‘Tomris Uyar’la Turgut Uyar Üzerine Söyleşi - Ben Koşarım Aşağlara, Koşarım’ kitabı bu kez Tomris Uyar’ın gözünden Turgut Uyar ekseninde dönemin edebiyat dünyasının fotoğrafını çekiyor.
Erhan Altan’ın 2000-2002 yılları arasında Turgut Uyar’ı tanıyan kişilerle yapacağı söyleşilerle ilerleteceği biyografi çalışması Tomris Uyar’la sınırlı kalmış. Turgut Uyar’ın hayatına ve şiirine dair bilinmeyen pek çok detayı ortaya çıkaran bu söyleşi kitabının yeni basımı yapıldı. Bu kez Tomris Uyar’ın gözünden okuyoruz İkinci Yeni şairlerinin edebiyatını ve hayatlarını.
ŞİİRLE BAŞLAYAN DOSTLUK
Tomris Uyar ve Turgut Uyar ilk kez Ankara’da 1962 yılında Sanatsevenler Derneği’nde tanışır. Şiirlerini sevdiği şair ile o tanışmayı şöyle anlatıyor Tomris Uyar: “Kendisini tanıdığımda ben evliydim, o da evliydi. O bana herhalde bir arkadaşıyla, Ülkü Tamer’le evli, edebiyata düşkün, genç bir kız olarak ilgi gösterdi. Ben de onun, sandığımdan çok daha -nasıl söylesem-, daha derin demeyeyim de daha keşfedilmeye değer bir insan olduğunu düşündüm.”
Uzunca bir süre görüşmezler sonra. Bu arada Tomris Uyar, Ülkü Tamer’den ayrılmış ve Cemal Süreya ile birlikte olmaya başlamıştır. Birlikte çıkardıkları Papirüs dergisine şiirlerini göndermeye başlar Turgut Uyar. İrtibatları uzunca bir süre şiirler üzerinden devam eder, uzun uzun mektuplar yazarlar birbirilerine. Daha sonra Cemal Süreya ile ayrılınca Turgut Uyar ile evlenir Tomris Uyar.
EN İYİ DOSTU EDİP CANSEVER’Dİ
Turgut Uyar Ankara’daki Seka’dan emekli olup İstanbul’a taşındıklarında en çok görüştükleri isim şair dostları Edip Cansever’dir:
“Turgut Uyar’ın başından beri çok dostu yoktu. Çok içine kapanık diyemeyeceğim ama sonuna kadar dost olduğu için, belki yaşamı boyunca en önemli dostu Edip Cansever olmuştur diyebilirim. Onun istediği dozda bir dostluk olarak. Sanıyorum Edip için de öyle. Yani hem şiir konuşabilen hem patlıcan salatası tarif edebilen hem bir yerde oturup keyifle garsonlarla konuşabilen - garsonlarla, halktan insanlarla konuşabilmeyi ikisi de çok severdi- böyle entelektüel ortamlardan uzakta olmayı, bir deniz kıyısında oturmayı filan yeğleyen kişilerdi ikisi de. O yüzden demek ki zevkleri, yaşama anlayışları bir noktada birleşiyordu. Şiir anlayışları da birleşiyordu ama Edip imaja ve güzel şiir yazmaya önem veren bir şair ve yazardı. O bakımdan Edip beni her zaman Turgut Uyar’dan daha fazla etkilemiştir.”
CEMAL SÜREYA POLİTİKACI OLMAYI İSTERDİ
Tomris Uyar’ın söyleşide en eleştirel davrandığı isim Cemal Süreya. İnsan olarak Turgut Uyar ve Edip Cansever kadar hakiki bulmaz onu:
“Sözgelimi bu insanlar içinde bakılsa sadece şiirle uğraşacak olan Edip’tir. Sadece şiirle uğraşmayanlar arasında Cemal Süreya sayılabilir. Bir de İlhan’dır sadece şiirle uğraşacak olan. Cemal Süreya mesela politikacı olmayı çok isterdi. Yani şiir yazmak kadar politikacı olmayı çok isterdi. Tabii onun politikacı olma isteği çeşitli yanlışlıklara tosladı, başka, ama temelde politikacı olmak. Hiç unutmuyorum, Osman Bölükbaşı’nı dinlemeye giderdi, bayılırdı nasıl konuşuyor diye. Yani Osman Bölükbaşı’nı dinlemeye gidilir mi? Biliyorsun ne konuşacağını, ama Cemal ilgiyle dinler.”
BOĞAZİÇİ TABLOLARI METAVERSE’TE
TÜRKİYE İş Bankası, Beyoğlu’da açacağı müzesinin inşaatı devam ederken orada sergileyeceği koleksiyonundan bir bölümünü NFT sergisi olarak Metaverse’te ziyaretçiyle buluşturmaya hazırlanıyor.
‘Tablolarla Boğaziçi’nde Bir Gezinti’ adı verilen sergi, blokzincir altyapısını kullanan ve merkeziyetsiz bir yapıda kurulan Decentraland platformunda sunulacak. Sergide, İş Bankası Resim Koleksiyonu’nda yer alan Hikmet Onat, Şeref Akdik, Zeki Faik İzer, Feyhaman Duran, İbrahim Safi, İbrahim Çallı, Cevat Erkul, Hulusi Mercan, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Halil Paşa gibi usta ressamların İstanbul’un maviliklerini, kıyılarını resmettiği tabloları NFT olarak görülebilecek.
Serginin küratörlüğünü, İş Bankası’nın çalışmaları devam eden resim müzesinin kurucu küratörü Prof. Dr. Gül İrepoğlu üstleniyor. Serginin 5-7 Nisan tarihleri arasında üç gün sürecek ön gösterimi sınırlı sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirilecek. Sergi, ön gösterimin ardından 8-20 Nisan tarihleri arası NFT davetiye sahibi olma koşulu aranmaksızın tüm ziyaretçilerin katılımına açık olacak.
Serginin küratörü Prof. Dr. Gül İrepoğlu “Tarih boyunca büyüleyici güzelliğiyle hayranlık uyandıran İstanbul’un ve bu güzelliğin zirvesi olan Boğaziçi’nden Türkiye İş Bankası Resim Koleksiyonu’ndaki usta ressamların peşine takılıp onların gözüyle, onların izlenimleriyle eski Boğaziçi görünümlerine bakarak, bir sanal vapurda kıyı kıyı birlikte yol alacağımız bir sergi hazırladık” diyor.
Paylaş