Paylaş
Borusan Contemporary’de açılan Amerikalı multidisipliner sanatçı Doug Aitken’in ‘İçimdeki Şehir’ sergisi bana Ahmet Hamdi Tanpınar’ın zaman kavramını sorguladığı “Ne içindeyim zamanın / Ne de büsbütün dışında / Yekpare, geniş bir anın / Parçalanmaz akışında” dizelerini hatırlatıyor ve bunu yaşadığımız şehirlerle ilişkilerimize uyarlıyorum: “Ne içindesin şehrin / ne de büsbütün dışında.”
Doug Aitken’in, Jérôme Sans küratörlüğünde Borusan Contemporary’de gerçekleşen Türkiye’deki ilk kişisel sergisi ‘İçimdeki Şehir”, insanın yalnızlık ve genişleyen mega şehirlerin kütlesi ile sınırsız dijital okyanusta kaybolması üzerine odaklanıyor. Doug Aitken, hızlı teknolojik ilerleme ve değişen kentsel manzaralar içinde yön bulabilmenin zorluklarına dikkat çekiyor.
‘Uyurgezerler’
Özellikle şehirleri merkeze alan çalışmalar, hareket ile hareketsizlik, hız ile yavaşlık, bağlantı ile yalnızlık arasında duruyor ve kentlerin, fiziksel, dijital ve duygusal ortamlarında insan hareketliliğini sorguluyor.
NEFES ALMAYI UNUTMA
Aitken’in pandemi döneminde ürettiği üç kanallı film enstalasyonu ‘Bayraklar ve Enkaz’ ile tekstil işi ‘Dijital Detoks’, yakın tarihte ilk kez küresel çapta bir duraksamaya yol açan karantina dönemini; o ana kadar durmadan akmakta olan bilgi ve insan selinin ortasındaki sessizlik ve soluklanma anını yansıtıyor. Pandemi öncesinde üretilmesine rağmen benzer bağlantı sorunsallarına değinen 3 Modern Figür (nefes almayı unutma), cep telefonuna sığabilecek bir boşluğu sıkıca kavrayan, yalnız ve sabit üç parlayan heykelden oluşuyor.
Doug Aitken
Serginin en etkileyici işlerinden ‘Uyurgezerler’ ise sanatçının insan kent ilişkisini sorguladığı videosu. İlk kez 2007’de New York’taki The Museum of Modern Art’ta (MoMA) müzenin dış duvarlarına yansıtılarak gösterilen videoda Tilda Swinton bir ofis çalışanını, Donald Sutherland iş adamını, Chan Marshall bir postacıyı, Dyan Donowho moto kuryeyi ve Seu Jorge bir elektrik tesisatçısını canlandırıyor. Borusan Contemporaray’de iç mekâna yerleştirilerek gösterilen eserde her bir karakterin şehrin keşmekeşi içinde yok oluşa giden yalnızlık hikayeleri eş zamanlı olarak anlatılıyor.
Zaman değişse de insanoğlunun kentlerle ilişkisi değişmiyor. ‘Uyurgezerler’ günün sonunda Edward Hopper’ın ‘Gece Kuşları’na dönüşür mü acaba diye sormadan edemiyorum.
Doug Eitken sanki onların hikayesini günümüze taşıyor bu videosunda.
EBEDİ PRELÜD’Ü KAÇIRMAYIN
‘İçimdeki Şehir’ ile eş zamanlı olarak Perili Köşk’ün katlarına yayılan Necmi Sönmez’in küratörlüğünü üstlendiği Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu seçkisi ‘Ebedi Prelüd’ de ziyarete açıldı.
3 Modern Figür (nefes almayı unutma)
Uluslararası çağdaş sanatın önde gelen isimlerinin eserlerini bir araya getiren serginin, önemli bir bölümü ilk kez gösterilecek olan, farklı dijital tekniklerle üretilmiş çalışmalardan oluşuyor. Dijital çağın sanat üzerindeki dönüştürücü etkisi bu sergide gözler önüne seriliyor. Sanatçılar, geleneksel sanat yöntemlerini dijital araçlarla birleştirerek yepyeni ifade biçimleri geliştiriyorlar.
Her iki sergi 17 Ağustos 2025 tarihine kadar hafta sonları Perili Köşk’te ziyaret edilebilir.
AFİFE’NİN ATEŞİ YANIYOR HÂLÂ
TARİH kitapları Afife Jale’yi tiyatro sahnesine çıkan ilk Müslüman Türk kadın oyuncu diye yazsa da onun mücadelesi tiyatro sahnesiyle sınırlı değildi. Kadının toplum içinde görünme, var olma, bireyleşme mücadelesinin de öncülerindendi.
Onun yaktığı ateşin ışığı bir kez daha alevlendi cumartesi gecesi Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde.
Afife Jale’nin hayatı kurmaca bir hikâyeyle tiyatro sahnesine taşıyan, proje tasarımını Serdar Biliş ve Demet Evgar’ın beraber yaptığı ‘Afife’yi prömiyer gecesinde izledim.
Selin Cankı Ceylan’ın kaleme aldığı, Demet Evgar’ın Afife’ye hayat verdiği oyunun kadrosunda Tilbe Saran, Necip Memili, Bora Akkaş, İdil Sivritepe, Bedir Bedir, Orkuncan İzan, Bilge Çınar, Öyküsu Okur, Basma Seiba, Ekremcan Arslandağ ve Atılgan Gümüş gibi usta ve genç isimler birlikte yer alıyor.
Türk tiyatrosuna da bir saygı duruşu, günümüz sanatçılarının vefa gösterisiydi oyun. Afife Jale dışında, Hamlet rolünü oynayan ilk kadın oyuncu Eliza Binemacıyan’a, Ece Ayhan’a ‘Kınar Hanımın Denizleri’ şiirini yazdıran Kınar Sıvacıyan’a, Osmanlı Tiyatrosu’nun kurucusu Mardiros Mınakyan’a ve nicelerine...
Bu saygı duruşuna bütün tiyatroseverler katılmalı.
Oyun 22 Eylül, 20- 21 Ekim, 4-5-13-14 Kasım’da yeniden tiyatroseverlerin karşısında olacak.
Paylaş