Müzeciliğin divası görevi bıraktı

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde (SSM) bir devir sona erdi.

Haberin Devamı

2003 yılından itibaren müzenin yöneticiliğini üstlenen, Picasso’dan Rodin,’e, Joseph Beuys’tan Salvador Dalí’ye, Rembrandt’dan Monet’ye dünya sanatının dev isimlerinin eserlerini Türkiye’ye gelmesini sağlayan Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer görevi bıraktı. Müzenin yönetimini 3 Şubat tarihinden itibaren Sakıp Sabancı Müzesi Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ahu Antmen üstlenecek.

Ünlü dil bilimci Ahmet Caferoğlu’nun kızı olan Nazan Ölçer, ortaokul ve lise öğrenimini Sankt Georg Avusturya Kız Lisesi’nde tamamladıktan sonra1962–1969 yılları arasında Almanya’daki Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi’nde etnoloji, İlkçağ Tarihi, Yakın Doğu Tarih ve Kültürleri dallarında öğrenim gördü.  

Müzeciliğin divası görevi bıraktı

Haberin Devamı

1972 yılında Halı ve Kilim Seksiyon Şefi olarak girdiği Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde 1978–2003 yılları arasında kurumun müdürlüğünü üstlendi. Bu görevi sırasında büyük başarılara imza atan Ölçer, müze içinde Türkiye’nin tek Halı ve Tekstil Restorasyon Laboratuvarı’nı kurdu ve Süleymaniye Camisi’nin külliyesindeki küçük bir imaret binasında hizmet veren müzeyi Sultanahmet’teki İbrahim Paşa Sarayı’na naklettirdi.  İslam Eserleri Müzesi elden geçirilen halı koleksiyonuyla dünyanın sayılı müzeleri arasına girdi ve aralarında ‘Avrupa Konseyi Yılın Müzesi’ ödülünün de olduğu pek çok ödüle değer görüldü.

HAYALLERİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRDÜ 

Türk İslam Eserleri Müzesi’nden emekli olduktan sonra Sakıp Sabancı’nın teklifiyle Sabancı Müzesi’nin müdürlüğünü üstlenen Nazan Ölçer için yeni bir dönem başlamış oldu. Bu aynı zamanda Türkiye’deki sanatseverler için de yeni bir dönemin başlangıcıydı.

Nazan Ölçer’in birikimi ile Sabancı Ailesi’nin açtığı müze ile sanata verdiği önem ve ekonomik destek bir araya gelince o güne kadar hayal etmesi bile imkânsız gibi görünen pek çok gelişme yaşandı.

Sakıp Sabancı’nın sanata olan güçlü vizyonunu hayata geçirerek, SSM’nin Türkiye’nin önde gelen sanat kurumlarından biri haline gelmesine öncülük etti Nazan Ölçer.

Haberin Devamı

Müze, Picasso, Rodin, Joseph Beuys, Salvador Dalí, Rembrandt, Monet, Ai Weiwei, Anish Kapoor, Marina Abramovic, David Hockney ve Georg Baselitz gibi dünyaca ünlü sanatçıların eserlerine ev sahipliği yaptı. Türk sanatının büyük ustalarının retrospektif sergilerini çağdaş bir sergileme anlayışıyla gerçekleştirdi.

Çağının yenisi sanat akımlarını ve sanatçılarını sanatseverlerle buluşturarak fark yarattı. Bu sergiler SSM’in dünya çapında tanınır bir müze olmasında çok önemli rol oynadı. Nazan Ölçer’in uluslararası müze camiasındaki saygınlığı ve Sabancı Ailesi’nin desteği, SSM’i sanat ve kültür etkileşimlerinde önemli bir platforma dönüştürdü, dünya çapındaki müzelerle işbirliği konusunda öncü bir konuma taşıdı. SSM, bu süreçte yalnızca koleksiyon ve geçici sergileriyle değil, her yaşa hitap eden öğrenme programları, akademik yayınları ve farklı etkinlikleriyle de yaşayan çağdaş müzeciliğin referans noktası haline geldi.

Haberin Devamı

Şimdi bayrağı 2018 yılından bu yana Sakıp Sabancı Müzesi Yönetim Kurulu üyesi de olan Prof. Dr. Ahu Antmen’e devrediyor.

Müzeciliğimizin divası Nazan Ölçer’e şimdiye kadar bize kattığı güzellikler için binlerce kez teşekkür ederken Sabancı Müzesi başta olmak üzere pek çok müze sergilerinde küratör ve danışman olarak görev yapan Prof. Dr. Ahu Antmen’e de hoş geldin diyorum.

Eminim SSM onunla birlikte gelecek nesiller için ilham verici bir sanat merkezi olarak varlığını sürdürmeye devam edecek.

CEMAL SÜREYA’NIN PAÇALARINA YAPIŞAN ALTIN TOZLARI

TÜRK
şiirinin ve modern edebiyatının usta ismi Cemal Süreya, vefatının 35’inci yılında dün Kulaksız Mezarlığı’nda bulunan kabri başında anıldı. Beyoğlu Belediyesi tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen anma töreninde yakınları, dostları ve sevenleri bir araya gelerek Cemal Süreya’yı anlatmışlar. Törende konuşan Cemal Süreya’nın yeğeni Güzin Tanyeri dayısının Darphane Müdürü olduğu dönemle ilgili bir anısını anlatarak “1975 yılında Darphane müdürü oldu. Orada da herkes onu çok seviyordu. Kendisinin de o zamanlar dubleli pantolonu vardı. Pantolonunun dublelerini söktürdü, paçalarına altın tozu bulaşmasın diye. Çok dürüsttü” demiş.

Müzeciliğin divası görevi bıraktı

Haberin Devamı

Cemal Süreya’nın Darphane müdürlüğü dönemiyle ilgili bu detayı ilk defa duydum.

En bilineni ve anlatılanı müdür olduğu yıllarda orada yapılan yolsuzluklarla ilgili Ankara’ya gönderdiği raporlardan sonra dönemin bakanının teftişe gelmesi.

Şikayetlerden memnun olmayan bakan elini bile sıkmadığı Cemal Süreya’ya hiç ilgi göstermez ve binayı dolaşıp yardımcılarıyla konuşup bilgi alır ve “Bu kapının arkasında ne var” diyerek bütün odaları dolaşır.

Ayrılırken Cemal SüreyaBir kapı var ki, onu size hiç açmayacağız’’ der. Bakan ‘’Hangi kapı’’ diye şaşkınlıkla sorunca ‘’Gönlümüzün kapısı’’ cevabını verir.  Bakan Ankara’ya dönüp “Darphaneyi gezdim, çok pis buldum” deyip Cemal Süreya’yı görevden almaya kalkınca istifasını şu cümlelerle verir usta şair: “Bakan haklı, gerçekten de Darphane tarihinde ilk defa kirliydi. O da burada teftişte olduğu saatlerdi.’’

Haberin Devamı

Sonrasında aldığı tazminatla Papirus dergisini çıkartır.

Ama paçasına yapışan altın tozları da bu hikâye kadar Cemal Süreya’ya yakışan şiirsel bir imge olmuş.

Yazarın Tüm Yazıları