Paylaş
“Ne var bunda, polis aracıyla her an her yerde karşılaşılabilir” diye düşünebilirsiniz. Ama bu polis aracı bildiğiniz cinsten değil, upuzun bir limuzindi.
Sanırsınız ki suçlular kralı içeride ve polis de onu öyle sıradan bir arabayla değil limuzinle almaya gelmiş.
Gerçeği öğrenenler sanatın insanı şaşırtan, düşündüren yanının farkına vardılar.
Limuzin bir sanat eseriydi ve sanatçı Halil Altındere’nin son işlerinden biriydi.
Dün sona eren ve iki gün süren Marka Konferansı kapsamında orada sergileniyordu. Bu yıl Yapı Kredi Bankası’nın 75’inci yılı kapsamında Galatasaray’daki Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde ‘Abrakadabra’ isimli bir sergi açmıştı Halil Altındere.
Bir kültür-sanat markası olarak İstanbul’un konuşulduğu konferansa davet edilen Altındere’den o sergide yer alan işlerden bir seçkiyi de getirmesi istenmiş. Altındere dört eserinin yanına bir de bu konferans için özel olarak polis limuzinini üretmiş.
Günlük hayatta kullanılan malzemelerin anlamlarını değiştirerek işler üreten Altındere bu kez korkulan, görünce yol değiştirilen polis aracını cazibe nesnesine dönüştürmüş.
Çırağan Sarayı’na yakışan bir iş olmuş.
Tabii sanat dünyasında yapılan mavrası limuzinin boyunu katbekat geçti.
Konferansın bu yıl en önemli konuşmacısı New York Modern Sanat Müzesi’nin (MoMA) Direktörü Glenn D. Lowry’di. Polis limuzininin İstanbul trafiğinde rahatça dolaşabilmesi için Lowry’ye tahsis edildiği yolunda teoriler bile üretildi.
Lowry ile ilgili teoride kalmayan bir diğer söylenti ise sanatçılar arasında yarattığı heyecan. “Belki MoMA’ya eserimi alır” düşüncesiyle kendisiyle tanışmak isteyenlerin kuyruğu limuzinin boyunu aşmış.
KIRMIZI KEDİ DOĞURDU
SON yılların en dikkat çeken yayınevlerinden biri Kırmızı Kedi. Sadece yayıncı olarak değil, günden güne sayıları artan kitabevleri ile de agresif bir büyüme stratejisi izliyor. Geniş yayın yelpazesinin yanında özellikle Yılmaz Özdil ve Soner Yalçın gibi çok satan, ses getiren yazarları bünyesinde bulunduruyor.
Yılmaz Özdil’in daha önce Doğan Kitap tarafından yayımlanan ‘İsim Şehir Hayvan’ adlı kitabının yeni baskısını gördüm. Dikkatimi çeken kitabın Özdil’in yayıncısı Kırmızı Kedi’den değil, yeni kurulmuş olan Sia Kitap’tan çıkmış olmasıydı.
Kırmızı Kedi’den ayrılan Salih Yavuz ile eski yayın yönetmeni İlknur Özdemir ve bir grup çalışan bir araya gelip kurmuşlar Sia Kitap’ı.
Bundan böyle Yılmaz Özdil ve Uğur Dündar’ın kitapları Sia Kitap etiketiyle yayınlanacakmış.
O PARANTEZ KAPANMASIN
TÜRKİYE’de düzenlenen en uzun soluklu şiir ödülü artık yapılmayacak. Doğan Hızlan bu yılın ödül töreni üzerine yazdığı yazısında verdi haberi. 40 yıldır verilen Behçet Necatigil Şiir Ödülü’ne aile, ara verme kararı almış. Ödülleri alanların listesine baktığınızda yakın tarihimizin şiir haritasını çıkarabiliyorsunuz. Son dönemde pek çok kitap yayımlandı Necatigil üzerine. Arşiv çalışmalarına ağırlık veren kızı yazar Ayşe Sarısayın, çok yorulduklarını ve bir süreliğine ara vermek istediklerini söylüyor. Bir ailenin tek başına böyle bir sorumluluğu üstlenmesi çok zor. Hak vermemek elde değil. Peki, uzun yıllar yaşadığı Beşiktaş’la bütünleşmiş, Barbaros Meydanı’nın şiirini yazmış bir şaire o semtin sorumluları sahip çıkamaz mı? Beşiktaş Belediyesi, Behçet Necatigil adına bir kültür ve araştırma merkezi açıp şairin arşivine ve yarışmaya sahip çıkamaz mı? Hoca’nın yıllarca ders verdiği, benim de mezunu olduğum Kabataş Erkek Lisesi’nin bünyesinde bulunan Feriye’de bir müze açılarak korunamaz mı bu arşiv?
Şiirinde dediği gibi, bir paranteze kapatılmasın Türk şiirinin bu büyük ustası:
“Adı, soyadı/Açılır parantez/Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti/Kapanır, parantez/O şimdi kitaplarda bir isim, bir soyadı/Bir parantez içinde doğum, ölüm yılları/Ya sayfa altında, ya da az ilerde/Eserleri, ne zaman basıldıkları/Kısa, uzun bir liste/Kitap adları/Can çekişen kuşlar gibi elinizde.”
Paylaş