Hüzünlü bir veda konseri

Gecenin sahnedeki yıldızı uluslararası üne sahip, kariyerine Plácido Domingo’nun düzenlediği Operalia Yarışması’nı kazanarak muazzam bir başlangıç yapan Rus soprano Olga Peretyatko’ydu. Metropolitan Opera, La Scala, Covent Garden gibi önemli opera evlerinde ve festivallerde sahneye çıkan sanatçıya Şef Murat Cem Orhan yönetimindeki Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası eşlik etti.

Türkiye - Portekiz maçıyla aynı güne denk gelmesine ve bayram tatiline rağmen tiyatronun yarıdan fazlasını doldurmuştu müzikseverler.

Coşkulu bir klasik müzik gecesi yaşattılar ama havadaki hüznü hissetmemek de mümkün değildi.

Çünkü 2021 yılının sonunda CRR’nin Genel Sanat Yönetmenliğine getirilen besteci, opera sanatçısı ve şef Murat Cem Orhan’ın veda konseriydi bu.

Bu ay başında görevine son verildiği bildirilmişti. Başka da bir açıklama yapılmamıştı İBB tarafından.

Bir veda konuşması yapamayacak kadar duygulanmıştı o akşam. Seyirci de bu zamansız görevden alma nedeniyle tepkiliydi.

Tepkisini sosyal medya hesabından dile getirenlerden biri de ünlü sanatçı Fazıl Say’dı.

Daha önce başta Nâzım Hikmet Oratoryosu olmak üzere pek çok projede birlikte çalışmışlar, konserler vermişlerdi. Hatta gelecek yıl Fazıl Say’ın ‘Mozart ve Mevlana’ eserinin prömiyerini beraber yapma kararı almışlardı.

Say, genç şefin başarılarını sıralayıp bu kararın neden alındığını sormuştu:

“Orkestranın seviyesi iki buçuk yılda inanılmaz gelişti, tekrar Türkiye’nin en iyileri arasına girdi. CRR Konser Salonu da faaliyet olarak çok iyi gitmeye başladı, seyirci sayısı 2-3 kat arttı, tüm zorluklara, tüm uyumsuzluklara rağmen, dünyanın her yerinden ünlü müzisyenlerin geldiği, tekrar İstanbul kültür sanatının gözde mekanı haline geldi. Yani Murat Cem Orhan bu ‘Sanat Yönetmenliği’ işini büyük resme baktığımızda çok iyi başardı.

Bunca şeyi iyi yapmış ve dahasını da yapmak isteyen, işini iyi yapan biridir. Niye? Bu karar niye?”

Murat Cem Orhan’ın görevden alınmasıyla ilgili İBB bir açıklama yapmadı.

Sanat kurumlarındaki görevden almalarda ne yazık ki bu basit nezaket kuralı işletilemiyor. Murat Cem Orhan’ın görevi devraldığı şef Cem Mansur’da da süreç aynı şekilde yaşanmıştı.

BELEDİYE TİYATROLARINA YÖNETİCİ DAYANMIYOR

SANAT dünyasının gündeminde Murat Cem Orhan gibi 31 Mart yerel seçimlerinden sonra görevden alınan sanat kurumu yöneticileri var.

Belediye yönetimleri farklı bir partiye geçmese de yeni başkanlar kendilerine bağlı kurumların başındaki sanatçıları değiştirme yoluna gidiyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten ile Bursa-Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu’nun (NKT) Sanat Yönetmeni Murat Daltaban ve Yapım Yönetmeni Özlem Daltaban da yerel seçimin ardından değişen yönetimlerin farklı kadrolarla çalışacağız şeklindeki kararıyla görevlerine son verilen isimler oldu.

Sanat yaşamında 60 yılı geride bırakan, sergilediği oyunlarla pek çok başarı elde eden 60 yıllık tiyatro sanatçısı Yücel Erten önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun ‘kurucu genel sanat yönetmenliği’ni üstlenmişti. 12 oyun sergileyip 30 bini aşkın tiyatro severi ağırlayan Erten’in üç yılın ardından sözleşmesi yenilenmedi.

Murat Daltaban ve Özlem Daltaban’ın 2005’te kurdukları kendi tiyatroları DOT’la yaklaşık 20 yılda elde ettikleri başarı bugün özel tiyatro patlamasının fitilini ateşlemiş ve örnek olmuştu.

Bu tecrübelerini Nilüfer Kent Tiyatrosu’na da aktarmak için üç artı üç olmak üzere altı yıllık sözleşmeyle göreve başlamışlar ve orada da büyük bir başarı elde etmişlerdi. Nilüfer, tiyatroyla anılır olmuştu.

Ne yazık ki henüz üç yıl bile dolmadan onların da sözleşmesi iptal edildi.

Kültür kurumlarının yönetimi süreklilik ister. Her göreve gelen kurumun başındaki profesyonel ekibi değiştirmeye kalkarsa başarı da hayal olur.

III. RICHARD GELİYOR

İSTANBUL Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından bu yıl 22 Ekim- 19 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek 28. İstanbul Tiyatro Festivali’nin programında yer alacak iki büyük prodüksiyon açıklandı.

Sahneye koyduğu her eser izleyiciler tarafından büyük coşkuyla karşılanan Thomas Ostermeier ile topluluğu Schaubühne Berlin, 10 yılın ardından festivale bir başyapıtla dönüyor. 2012’de Hamlet rolündeki unutulmaz performansıyla İstanbullu tiyatro severlerin kalbinde taht kuran Lars Eidinger, bu defa tüyler ürperten bir baştan çıkarıcılıkla canlandırdığı III. Richard rolüyle karşımıza çıkıyor. Eleştirmenlerin “karanlıkta bile parlıyor” sözleriyle övdüğü Eidinger, III. Richard’da bir rock yıldızına dönüşüyor. Eser 18 ve 19 Kasım’da Zorlu PSM’de sahnelenecek.

Festivalin bir diğer sürprizi olan Utsushi, Japonya’nın evrensel kültür mirasına hediyelerinden butoh dansının en çarpıcı örneklerinden biri. 1980’lerden bu yana tüm dünyada fırtınalar estiren Sankai Juku, Japonya ile Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin tesisinin 100. yıldönümü vesilesiyle ilk kez ülkemize gelecek.

Küratörlüğünü Mehmet Birkiye’nin üstlendiği festival programının tamamı eylül ayında duyurulacak.