Bu heykeller Türk Pop-Art’ı olabilir mi?

Diyarbakır'da karpuz, Rize’de çay bardağı, İnegöl’de çatala batırılmış köfte, Gemlik’te zeytin, Amasya’da elma, Korkuteli’nde bazlama...

Haberin Devamı

Son yılların modası haline geldi; her kentin en meşhur ürünü neyse, kendini neyle bütünleştiriyorsa onun devasa heykelini en merkezi meydanına diktirmesi.

Bunların güzelliği-çirkinliği, sanatsal bir değerinin olup olmadığı çok tartışıldı. Ancak sanat dünyasında bu konuyu ciddiye alan pek çıkmamıştı. Zorunlu olarak görüş vermek dışında...

Bu heykeller Türk Pop-Art’ı olabilir mi

Son olarak sosyal medyada bir fırının reklam amaçlı yaptırdığı dev ekmek üzeri simit ve çay heykeli gündem oldu. Benzer tepkilerle karşılandı o da. Altına yorumlar yapıldı, estetik açıdan beğenilmedi, küçümsendi, çirkin bulundu.

Ancak bu kez başka bir şey daha oldu.

İlk kez sanat dünyasından ciddi bir yorum yapıldı.

Haberin Devamı

Çağdaş Türk sanatının en önemli isimlerinden Komet bir kontra fikir attı ortaya Twitter hesabından bu fotoğrafı paylaşarak ve şöyle yazdı:

“Karpuz heykeli olsun, baston heykeli olsun ve bu ekmek çay heykeli hakiki bir “Türk Pop Art’ı”dır. Ben hayranım. Müthiş yaratıcı ve popüler işler; bunlardan yola çıkmalıdır Türkiye çağdaş ve güncel sanatı. Tam bu coğrafyanın, bu toplumun kendini ifade etmesinin sembolleridir. Genç sanatçıların bunları incelemesi gerekiyor. Elit sanatlara gelince o zaten kendi yolunu açıyor diyebilirim. Ama bunlar harika sürreel işler. Çok da yaratıcı. Zaten heykel sözcüğünü kullanmak şart değil. Herkes istediği cins çalışmayı yapsın yani.”

“En azından kendince heykel yapıyor halkım” diyerek Komet’i destekleyenler de oldu, bunun Pop Art olamayacağını öne sürenler de.

Sanat dünyasının teorisyenlerinin, eleştirmenlerinin ne diyeceğini merak ediyorum ben. Hasan Bülent Kahraman, Ali Akay, Ayşegül Sönmez girmez mi bu tartışmaya?

COCA COLA ŞİŞESİ OLUYOR DA ÇAY BARDAĞI NEDEN OLMASIN?

MALZEMESİNİ gündelik nesnelerden alan, hayatı bir anlamda hammadde gibi işleyen Pop Art, adı üstünde popüler olanın sanata dönüşmesini ifade ediyor.

Bu heykeller Türk Pop-Art’ı olabilir mi

Haberin Devamı

Pop Art, 1950’lerde, özellikle ABD ve İngiltere’de ortaya çıkan bir sanat akımı. Richard Hamilton’ın ‘Günümüz Evleri...’ başlıklı kolajı 1956’da ilk Pop Art örneği kabul ediliyor. Amerika’da Jasper Johns ve Robert Rauschenberg tarafından başlatılan akımın en önemli isimleri Andy Warhol, Roy Lichtenstein ve Claes Oldenburg.

Tüketim toplumunda gündelik kullanılan eşyanın sanatsal alana çekilmesi en belirgin özelliği. Konserve kutuları, Coca Cola şişeleri, sigara paketleri, hamburgerler ve çeşitli diğer yiyecek ve içecekler bu akımın vazgeçilmezleri oldu. Reklamlar, çizgi romanlar, afişler ve özellikle Hollywood endüstrisiyle yakından ilgilenen dönem sanatçıları, popüler film yıldızlarını da etkili bir şekilde kullandılar. Bunlardan en ünlüsü şüphesiz Marilyn Monroe’ydu.

Haberin Devamı

SANAT İÇİN PORNO

TÜRKİYE’DEN
erişime kapalı olan PornHub sitesi sanat dünyasında yeni bir tartışmayı başlattı. Sanatatak’ın derlediği habere göre porno içerik yayınlayan PornHub geçen günlerde ‘Classic Nudes/Klasik Çıplaklar’ adlı yeni platformunda takipçilerine sanat tarihinin klasik sahnelerini canlandırdığı içerikleri sunmaya başladı.

Bu heykeller Türk Pop-Art’ı olabilir mi

Canlandırılanlar arasında New York Metropolitan Müzesi’nden Edgar Degas’ın ‘Male Nude’ ve Londra Ulusal Galerisi’ndeki Jan Gossaert’in ‘Eating the Forbidden Fruit’ eseri gibi eserler var.

Floransa’daki Uffizi Galerisi, PorhHub’ın resimlerini ve diğer içeriklerini izinsiz olarak kullandığını iddia ederek yasal işlem başlattı. Uffizi, Titian’ın ‘Venus of Urbino’ (1538) adlı eserine dair sitenin porno oyuncularının yaptığı canlandırmanın yayınını durdurmak istiyor.

Haberin Devamı

Benzer şekilde, Louvre Müzesi de koleksiyonundaki Boucher’ın ‘The Brunette Odalisque’ (1745) eserinin canlandırmasına tepki verse de yasal işlem başlatmadı.

Bu konuya farklı yaklaşan müzeler de var.

Mesela New York Metropolitan Sanat Müzesi ve Londra Ulusal Galerisi bünyelerinde bulunan eserlerin şehvetli altyazılarla tanıtımına karşı herhangi bir yasal işlem başlatmayı planlamadıklarını açıkladı. Hatta New York Metropolitan’ın baş iletişim sorumlusu Kenneth Weine açıklamasında zaten yüzbinlerce eseri Açık Erişim Programı ile halkın beğenisine sunduklarını, bu görsellerin geniş kesimlere ulaşmasının bu anlamda onlar açısından bir sorun yaratmadığını belirtmiş. Madrid Prado Müzesi ve Paris d’Orsay Müzesi’nden de şimdilik bir tepki gelmemiş.

Haberin Devamı

PornHub sitesinin neden böyle bir içerik ürettiğine dair savunması ise hayli ilginç: “Pandemide zor koşullar geçiren müzelere yardım etmek, halkı bu kültürel kurumları ziyaret etmeye, keşfetmeye ve yeniden âşık olmaya, şehvet duymaya teşvik etmek.”

Porno sitesi bir anlamda “Sanat için soyunurum” klişesini bir hayli ileriye taşımış.

AŞI OLMAYAN KONSERE SİNEMAYA GİREMESİN

İSTANBUL
Kültür Sanat Vakfı Genel Müdürü Görgün Taner, İtalya’nın aşı pasaportu uygulaması kararını alması üzerine sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Kültür Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nı da etiketleyerek şu paylaşımı yaptı: “İtalya’da aşı pasaportu uygulamasına göre birçok etkinliğe ve mekâna aşısız gidilemeyecek. Yunanistan, Fransa, İsrail de benzer uygulamalara gitti, gidiyor. Aşı olmak istemeyip kapalı mekânlarda maskesiz rahatça dolaşmak mümkün olmayacak. Bu konu çok ciddi. Özellikle kapalı salonlarda yapılacak kültür faaliyetlerine (sinema, tiyatro, konser vb...) katılım için aşı şartının getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.”

Bu heykeller Türk Pop-Art’ı olabilir mi

Görgün Taner’le telefonla yaptığım konuşmada İKSV olarak böyle bir uygulamayı en azından kendilerinin yapıp yapamayacaklarını sordum. Yasal olarak bunun mümkün olmadığını ancak kültür sanat dünyasının yeni bir kapanmayı kaldıramayacağını söyledi.

Dün, TESDER de (Canlı Müzik ve Eğlence Sektörü Derneği) bir bildiri yayımlayarak benzer bir çağrıda bulundu: “Vaka ve vefat sayılarındaki artışlara bakıldığında gelecek günler için yeni tedbirlerin alınacağı aşikâr. Bu noktada pandemiyi önlemekteki en güçlü silah olan aşının kapalı mekânlarda ve kapalı mekânlarda gerçekleştirilecek tüm etkinliklerinde zorunlu kılınmasını doğru buluyor, destekliyor ve öneriyoruz!”

Yazarın Tüm Yazıları