Paylaş
Filmde 17 Kasım 1938’de Kabataş Erkek Lisesi’nde yaşanan gerçek bir olaydan esinlenilmişti. Edebiyat öğretmeni, Atatürk’ün ölümü üzerine öğrencilerden duygularını anlatan birer kompozisyon yazmalarını istemiş, içlerinden biri sadece bir cümle yazabildiğini söyleyip bu cümleyi okumuştu. Ve bütün Türkiye’nin ruh halini tek cümleyle özetlemişti.
Olayın gerçek hikâyesini 32. Gün yapımı ‘Atatürk’ün Son Yolculuğu’ belgeselinde Ali Nejat Ölçen anlatmıştı. O cümleyi yazan öğrenci, Ölçen’in sıra arkadaşı Faruk Dursunoğlu’ydu. Kompozisyon ödevini veren edebiyat hocası ise Nihat Sami Banarlı. Ünlü edebiyatçı bu cümle üzerine gözyaşlarını tutamamıştı, Ölçen’in anlattığına göre.
Ali Nejat Ölçen 1940 yılında mezun olmuştu Kabataş Erkek Lisesi’nden. Türk siyasetinin önemli isimlerinden, 15 ve 16. dönem CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Grup Başkanvekilliği yapmış bir iktisatçıydı. ‘Demokratik Sosyalizme Giriş’, ‘Karl Marx ve İngiliz Emperyalizmi’, ‘Ecevit Çemberinde Politika-Politika Çemberinde Ecevit’, ‘Devlet Yokuşu, Kemalizmin Ekonomisi’ gibi kitapları vardı. Ve onu da önceki gün kaybettik.
Siyasetçi ve ekonomist olarak yaptıkları bir yana, “O gün bütün Türkiye yağmur yağmadan ıslandı” cümlesini anılarından çıkarıp bizimle paylaştığı için ayrıca minnettarız kendisine. Huzur içinde uyusun.
Ali Nejat Ölçen’in anısından yola çıkarak 10 Kasım filmini hazırlayanlar keşke “Gerçek bir hikâyeden alınmıştır” diyeceklerine, hikâyenin gerçek kişilerinin adlarını ansaydı. Hem onun, hem de ünlü edebiyatçı, efsane hoca Nihat Sami Banarlı’nın. En büyük haksızlık da bence o şiiri yazan Faruk Dursunoğlu’na yapılmış.
ROLÜ GERÇEK OLDU
HEPİMİZİ eve kapatacak yeni karantina kararlarının eli kulağında. İstanbul Büyükşehir Belediyesi kültür merkezlerini ve sahnelerini kapatma kararı aldı. İstanbul Tiyatro Festivali’nde bazı oyunlar çevrimiçi olarak gösterilse de fiziki olarak sahnede seyircinin karşısına çıkanlar da var. Alınan tedbirler çerçevesinde her an kaldırılabilirler ama.
Pandemi koşulları altındaki hazırlık sürecinde ‘dijital tiyatro’ kavramını da sorgulayan İstanbul Tiyatro Festivali’nin programındaki çevrimiçi performansların büyük bir kısmı ise dijital platform için özel olarak üretilmiş yapımlar.
Festivalin bu kapsamdaki oyunlarından biri de ‘Her Güne Bir Vaka’ adını taşıyor.
Haftanın günlerinin ismini taşıyan yedi kadından, yedi COVID-19 öyküsü. Sevilay Saral’ın yazdığı Aysel Yıldırım’ın yönettiği oyunda Aysel Yıldırım, Ayşenil Şamlıoğlu, Bulut B. Sezer, Duygu Dalyanoğlu, Elif Karaman, Tülin Özen ve Zeynep Okan rol alıyor.
Bu oyunda rol alan usta oyuncu ve yönetmen Ayşenil Şamlıoğlu kısa süre önce sosyal medya hesabından koronavirüs testinin pozitif çıktığı belirterek “Tüm geçmiş olsun dileklerine yürek dolusu teşekkürler, tek tek yazamıyorum bağışlayın, sevgiler” açıklamasını yaptı.
Şamlıoğlu’nun rol aldığı oyunu ve festivalin diğer çevrimiçi oyunlarını 1 Aralık tarihine kadar online.iksv.org üzerinden izleyebilirsiniz.
OKUMANIN TAM ZAMANI
TÜRKİYE Cumhuriyeti’nin kurucu antlaşmalarından biri, Montrö Boğazlar Sözleşmesi. Boğazlar üzerinde Türkiye’nin egemenliği 1936 yılında imzalanan bu anlaşmayla sağlandı. Lozan’dan sonra yapılan en önemli antlaşma.
Son günlerde alevlenen Kanal İstanbul tartışmasıyla yeniden gündemde. Projenin gerçekleştirilmesi halinde Montrö Sözleşmesi geçersiz olur mu? Boğazlar üzerinde Türkiye’nin elde ettiği haklar imzacı devletler tarafından yeniden masaya getirilir mi? Kanal İstanbul çevreye, ekonomiye, günlük yaşama etkisi kadar, bu yönüyle de tartışılıyor.
Tarih tekerrürden ibaret olmasın. Seha L. Meray ve Osman Olcay’ın çevirip hazırladıkları ‘Montrö Boğazlar Konferansı-Tutanaklar, Belgeler’ çalışması, yeni basımıyla Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlandı. Sözleşmeyle sonuçlanan konferansı dakika dakika belgeleriyle veren bu çalışmayı tartışmaların ışığında yeniden okumakta ders çıkarmak açısından büyük fayda var.
Paylaş