Paylaş
Bugün biraz düşünelim istiyorum. Gencecik bir kız… Daha çocuk denecek yaşta. Hayalleri var, hayattan beklentileri var. Aşka inanıyor. Mutlu bir evlilik, huzurlu bir yuva istiyor. Ancak önce okulunu bitirecek, üniversiteye gidecek.
Genç kızın oturduğu mahallede bir delikanlı var. Kız, sokakta yürürken delikanlının pis bakışlarını üzerinde hissediyor ama korkudan kimseye söyleyemiyor. "Belki de bana öyle geliyor" diyor hep, komşusuna konduramıyor.
Birgün sokakta yürürken pis bakışlı delikanlı geç kızı köşeye sıkıştırıyor. Kız, elinden kurtulmaya çalışıyor ama ne mümkün. Sesini kimseye duyuramıyor, delikanlının kollarından kurtulamıyor. Çaresiz, kendini bırakmak zorunda kalıyor. Tecavüze uğruyor. Hırpalanmış bir halde, utanç içinde evine dönüyor. Korkudan tir tir titriyor. Uyumaya çalışıyor, kabuslar peşini bırakmıyor. O kadar inciniyor ki yemeden içmeden kesiliyor, sokağa bile çıkmıyor. En sonunda dayanamayıp başına geleni annesine söylüyor. Tecavüzcüsü cezasını çeksin istiyor, polise gitmek istiyor. Durumu dinleyen anne korkuyor, "eyvah, kızın namusu kirlendi" diye düşünüyor, çünkü o da ailesinden öyle öğrenmiş. Erkeklere boyun eğmek, onun gerçeği olmuş.
Peki ne mi oluyor? Aile, konu komşunun ağzına düşmekten korkuyor. "Belki bizim kız da göz kırpmıştır" diye düşünüyor ve "evlendirelim bunları" diyor. Ve kız tecavüzcüsüyle evleniyor. Aynı travmayı bir ömür boyu her gece tekrar tekrar yaşıyor. Dayak ta var tabi, tecavüz eden döverde... Kızın çocuk yaşta kendi çocukları oluyor, tecavüzcü babanın nefretinden onları da korumaya çalışıyor. Yükü o kadar ağır ki, taşıyamıyor. Mağdur olduğu halde, müebbet yiyor.
İşte TBMM Genel Kurulu'nda AKP vekillerinin imzaladıkları önerge, yukarıda yazdığım senaryoyu meşrulaştırıyor. Tecavüzü ve çocuk yaşta evlenmeyi yasal kılıyor!
Bu sefer "elimizden ne gelir?" demek yok. Hepimiz anneyiz, hepimiz genç kız olduk! Elimizden, bağırmak, çağırmak, var gücümüzle karşı koymak gelir. Birlik olalım, itiraz edelim, gerekirse isyan edelim! Eger bunu engelleyemezsek, bizim de o önergeyi imzalayanlardan farkımız kalmaz.
Daha aydınlık günlerde buluşmak dileğiyle.
Paylaş