Paylaş
Senaryo tanıdık geldi değil mi? Kurumsal hayatta çalışmış herkes, mutlaka benzer bir durumda bulmuştur kendini.
İŞİNİ ZAMANINDA BİTİR!
İş hayatına New York'ta başladım. Daha işin ilk günü patronum Shanti, "Ofiste geç saate kadar kalan insanlar benim gözümde beceriksizdir" demişti. "Akıllı insan, işini zamanında bitirir." 2 sene çalıştım New York'ta, ofisten neredeyse her gün 17:30'da çıktım. Sosyalleştim, dinlendim, sinemaya gittim, dengeli ve huzurlu bir hayat yaşadım.
Kendime zaman ayırabildiğim için daha verimli ve daha mutlu çalıştım.
Bu sebeple Türkiye'ye gelince sudan çıkmış balığa döndüm, zira daha ilk günden patronum "Öyle çantanı alıp mesai bitiminde çıkmak yok! Mesai beşte bitebilir, biz en erken saat sekize kadar çalışırız." dedi.
İlk işimde öğrendiğim disiplinle her gün saat beşte bitirdim işimi, ama hep mesaiye kaldım. Sırf korkudan, patron kızacak diye, herkes kalıyor diye… Eve yorgun argın geldim, sabah zar zor kalktım, istemeye istemeye sadece ofisten-eve bir hayat yaşayarak 6 ay geçirdim.
Sonuç; çok mutsuz oldum ve bulduğum ilk fırsatta koşa koşa kaçtım.
Ne benim, çalıştığım şirkete elle tutulur bir faydam oldu, ne de onların bana. Haksız yere çalıştıran da, çalıştırılan da mutsuz oldu.
BİRŞEYLERİN DEĞİŞMESİ GEREK!
Ülkemizde bu durum çok yaygın. Kurumsal hayatta çalışan çoğu arkadaşım, karşılığını almadan mesaiye kalıyor. İşgücü maalesef sömürülüyor. İşten zamanında bile çıksalar, kendilerini sürekli e-posta kontrol etmek zorunda hissediyorlar.
Mesai bir türlü bitmiyor!
ÇALIŞMANIN DA SINIRI VAR!
Herkes zannediyor ki ne kadar çok çalışırsan, o kadar iyi olursun! Ancak yapılan araştırmalar, bu düşüncenin hatalı olduğunu gösteriyor. Özellikle iş saatleri dışında çalışmak, tükenmişlik sendromu ve fazla strese neden oluyor. Fazla stres, üretkenliği negatif etkiliyor. Çalışmasına çalışıyorsun ama verimli olamıyorsun.
Bozuk bir çamaşır makinesi gibi, boşuna enerji harcıyorsun!
YAŞA FRANSA!
Bu durumu farkeden Fransız hükumeti, 1 Ocak itibariyle yeni bir yasa çıkarttı. Yeni yasaya göre, çalışanlar iş saatleri dışında gelen e-postalara cevap vermez ise, şirketlerin hiç bir yaptırımı olamayacak. Yani patronunuz gece 10'da sizden istediği sunumu alamadı diye, size laf edemeyecek.
Ara-sıra çevrim dışı olmanın faydası çok! Çalışanların haklarını koruduğun ve insan hayatının kalitesini yükseltmeye çalıştığın için bravo Fransa!
Ülkemizde böyle bir yasanın çıkması maalesef zor. Ancak değişimi biz başlatabiliriz.
Zamanımızı verimli kullanalım.
Mesai saatlerinde işimizi bitirelim.
Patronun gözüne girmek için mesaiye kalmayalım.
Çantamızı alıp, işten zamanında çıkmaktan korkmayalım!
Sonra da evimize gelip, iş telefonumuzu kapatıp, kendimize güzel bir makarna yapalım.
“Hangi makarna?” diye soracak olursanız, tarifi aşağıda, yarın yine beklerim.
TON BALIKLI MAKARNA
Malzemeler:
Adımlar:
Paylaş