Paylaş
Başlık çok güncel. Her yerde tartışılıyor.
Yasayı bir güzel yaptılar. Kanun maddesi olarak anayasaya çaktılar.
Bilim adamları uyarıyor. Kadınların yüreklerinde fırtınalar kopuyor.
Feryatları duyan yok... Duyarsızlık yetmiyormuş gibi, “Tecavüze uğrayanın çocuğuna devlet baksın” diye demeç bile veriyor.
Pes.
Pes ki, pes.
***
Şimdi size bir başka tecavüz olayı ve kürtaj feryadını yazacağım.
İlgili kurumların yetkilileri lütfen iyi okusun.
Sonra da güçleri varsa eğer, o tecavüzcülerin defterini bir güzel dürsün.
***
Adı: Murat Gökerti.
Bornova’da oturuyor.
Babası yaşlı, sıkıntılarında yanlarına koşuyor.
“Yapabileceğim bir şey var mı” diye soruyor Murat.
“Var oğlum” diyor:
“Evimizin önüne bize haber vermeden bir gecede baz istasyonu diktiler. Sinyallerinin insanları kanser yaptığı konuşuluyor. Çok huzursuzuz. Yaşamımıza tecavüz eden, sağlığımızı tehdit eden şu aleti buradan kaldırtalım” diyor yaşlı adam.
Siz olsanız ne yaparsınız.
Herkesin yaptığını yaparsınız değil mi?
Murat Gökerti de öyle yapıyor.
Kırıp dökmeden, her dürüst vatandaş gibi şikayet ediyor.
Hem de en büyük yere şikayet ediyor.
Soruna yakın plan çözüm bulamayınca, BİMER’e (Başbakanlık Bilgi Merkezi) İzmir Bornova Erzene Mahallesi 113 Sokak’ta kurulan bazın kaldırılması için müracaatta bulunuyor.
Ne cevap geliyor merak ediyor musunuz?
“Sayın GÖKERTİ,
Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) yapmış olduğunuz başvuru ilgisi nedeniyle kurumumuza yönlendirilmiş olup, başvurunuz incelenmiştir. Şikayet konusu GSM baz istasyonları hakkındaki adı geçen yönetmelik dışındaki sökülmesi vb. şikayetlerinizin ilgili işletmecilere (Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş., Vodafone İletişim Hizmetleri A.Ş. ve Avea İletişim Hizmetleri A.Ş.) ve mahkemelere yapılması gerekmektedir.”
***
Nasıl, beğendiniz mi cevabı.
İlgili kuruma, “Gidin bakın vatandaşın varsa mağduriyeti giderin” diyeceğine, “Baz istasyonu kim dikmişse onu mahkemeye verin” diyor.
***
Gökerti, “Kurumları mahkemeye vermek için paran, zamanın var mı diye sormuyorlar” diye bana dert yanıyor.
Ben de Murat Gökerti’ye, “Olmaz öyle şey. O şikayeti inceleyen yaz sıcaklarında bunaldığı için Yaşam Alanı’na Tecavüz Olayı’nı gözünden kaçırmıştır” diyorum.
Öyle değil mi Sayın BİMER yetkilileri.
Marka kente yakışmıyor
Burası Alaçatı. İzmir’in turizm merkezi Çeşme Alaçatı.
İstanbul sosyetesinin son gözdesi sahil beldesinin eğlence merkezinin kalbi.
“Merkezde restore edilen caminin, yani eski kilisenin hemen yanında saat 20.00’den itibaren çöp yığınları dağ gibi oluyor ve binlerce insanın gelip geçtiği sokak çok kötü kokuyor. Bu görüntü Alaçatı’ya yakışmıyor” diyor okuyucumuz.
Sayın Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, ne diyorsunuz efendim?
Yakışmıyor değil mi bu görüntüler Alaçatı’ya.
Bir şey daha. İmza koyduğumuz AB Müktesabatı’na göre 01.01.2012’den itibaren koku yönetmeliği de devrede.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hayata geçirdiği “Kokuya Sebep Olan Emisyonların Kontrolü Yönetmeliği”ne göre oradaki durumun cezai yaptırımı da var. Benden söylemesi.
OKUYUCU MEKTUBU
Altınoluk sahili belediyeyi bekliyor
Altınoluk Avcılar Altı Sahili çöp yığınlarından geçilmiyor.
Grupkent önünde günübirlik gelenlerin bıraktığı atıklar, müthiş kirlilik yaratıyor, çirkinlikten bakılmıyor.
Çöp tarlasına dönen bu sahil, oradan para kazanan işletmeciler tarafından temizlenemez mi?
Her yer sigara izmariti dolu. Sahile çöp kovaları konulamaz mı?
Belediyeye sorar mısınız? *Baykal Avcıoğlu
Elektrik telleri koptu kopacak
Bayraklı’nın Merdivenli Sokağı olarak bilinen 1622 Sokak’taki çam ağaçları elektrik ve telefon tellerini tehdit ediyor. Teller kopmadan budama yapılmasını istiyoruz. *Ufuk Ünsal
GÜNÜN SÖZÜ
Yakım Yıkım Yağma
Şöyle bak bir an.
Gözden geçir çevreyi, kendini
sorgula.
Farkın var mı ey insan!
Var mı söyle?
Tahrip gücü yüksek bir
bombadan.
(Çevre’nin Çığlığı Tahsin Şentürk)
Paylaş