Paylaş
Aksüyek, “Pazar günü seni Aliağa’ya bekliyoruz abi. İhracatçı Birlikleri temmuz ayı rakamlarını Petkim Konferans Salonu’nda açıklayacak. Sonra da Petkim işletmelerinin fabrika turu yapılacak. Özellikle çevreci gazeteci olarak, senin fabrikalarımızı görmeni istiyoruz” dedi.
Dört aydır bel fıtığı ızdırabı çektiğimi söylememe rağmen Aksüyek ısrarla, Türkiye’de sadece iki tane olan Tehlikeli Atık Yakma Tesisi’ni görmemi, fabrikaların baca gazı durumunu incelememi istiyordu.
¡¡¡
Pazar günü, İzmir Aliağa’da kurulu Türkiye’nin en büyük Petrokimya tesislerine doğru yola koyuldum. Önce İhracatçı Birlikleri’nin temmuz rakamlarını, sonra da en çok ihracat yapan Petkim, İzmir Demir Çelik ve Pergamon firmalarının ödül törenini izledim. Ödül alanlar arasında dağlarından yağ, ovalarından bal damlayan Ege’den niye bir tarım şirketinin olmadığını kendi kendime sorguladım. Sonra da Petkim yetkilileriyle fabrika turuna çıktık.
¡¡¡
Gezdiğimiz 10 fabrika ve 7 işletmenin bacalarında üç yıl önce fotoğraflayıp Hürriyet EGE’de manşete taşıdığımız kirlilikten açıkça söyleyeyim o gün eser yoktu. Petkim Genel Müdürü Hayati Öztürk, işletmelerinin en çevreci petrokimya tesisi olduğunu söylüyordu. Her şeyin bilgisayar sistemiyle kontrol edildiğini, en küçük bir sapmada üretimin durdurulduğunu söylüyordu. Hayati Öztürk, “Bizim tüm yönetici kadromuz tesislerimizin içindeki evlerde kalıyorlar. Kirliliğin çoluk çocuğumuza zehirlemesine izin vermeyiz” diyordu.
¡¡¡
Tehlikeli Atık Yakma Tesisleri’nde bizi Su Arıtım ve Transfer Müdürü Hızır Erenoğlu, Tehlikeli Atık Yakma Fabrikası Yöneticisi Güven Onur Saygın, mühendis Fahri Yılmaz ve teknik personel karşıladı. 25 milyon dolara kurulan ünitenin baca gazlarının Bakanlık tarafından GPRS ile Ankara’dan izlendiği en küçük bir sapmada işletmenin faaliyetini durdurulduğu söylendi.
Bizim ‘yeni kurulacak rafineri çevreyi kirletmeyecek mi’ sorumuza da Petkim Genel Müdürü Hayati Öztürk şöyle cevap verdi:
“Bu ünite rafireninin tehlikeli atıklarını bertaraf edeceği gibi bölgedeki fabrikaların da atıklarını yakabilecek kapasitede. Ama maalesef bu tesis şu an yarı kapasite çalışıyor. Dışarıdan bertaraf edilecek ürünleri kabul etmemize rağmen bize atık gelmiyor. Biz Aliağa’nın en çevreci kuruluşuyuz. Bu fabrikanın tehlikeli atıklarının küllerini de İzmit’teki İZAYDAŞ’a gönderiyoruz.”
Aliağa’nın hassas bölge nitelememize de Müdür Öztürk, “Bizim tesislerimiz çevreci. Kapımızın önü de temiz. Diğerleri için söz söyleyemeyiz” dedi.
Biz de diğerleri hakkındaki soruyu “Büyükşehir Belediyesi’ne ve İzmir Çevre ve Orman Bölge İl Müdürlüğü’ne yöneltiriz” dedik.
Şimdi soruyoruz: Aliağa’da çevreyi kimler kirletiyor Sayın Aziz Kocaoğlu? Onlara ne gibi yaptırım uyguluyorsunuz İzmir’in Çevre Müdürleri?
Tehlikeli Atık Yakma Fabrikası’ndan Türkiye’de sadece iki tane var. Fabrikada işletmelerden çıkan tüm tehlikeli atıkların yanı sıra su arıtma tesislerinden çıkan çamurlar da bertaraf ediliyor.
Kapınızın önüne bir kap su koyun lütfen
EGE Bölgesi en sıcak günlerini yaşıyor. Yanlış yapılaşma nedeniyle nefes almakta zorlanan şehirler boşaldı. Birçok kişi ya köyüne döndü ya da sulak alanlara attı kendini. Ya gidemeyenler, onlar da klima ve vantilatörlerle idare ediyorlar. Bu havalarda çok su kaybediyoruz. O nedenle de vücudumuzun çok suya ihtiyacı var. Doktorlar bol bol sıvı gıda alın diyor. Vücudumuzun 5’te biri su olduğuna göre su yaşam kaynağımız.
Susuz yaşanmıyor
Su, sadece insanların değil tüm canlıların yaşam kaynağı. Şu günlerde sokaktaki dostlarımızın da suya çok ihtiyacı var. O nedenle kapımızın önüne ne olur bir kap su koyalım. Bu çağrı sadece hayvanseverlere değil, tüm insanlara. Şu bunaltıcı yaz günlerinde susuzluğun ne demek olduğunu bir düşünün ve kapınızın önüne bir kap temiz su koyun. Unutmayın, sokaktaki dostlarımız çok vefalıdır. Bakarsınız bir gün sizin evinize girecek hırsızı kovalar ve bin bir emekle yaptığınız eşyalarınızın çalınmasını önler.
Büyüklere, “Doğayı temiz tut” çağrısı
OKUL yerleşkelerinin de bulunduğu Buca Kaynaklar yöresinde yaz etkinliği olarak çevre temizliği yapan İzmir Yöneliş Koleji’nin Çevre Kolu öğrencileri, doğaya gelişigüzel atılmış çuvallar dolusu atık malzeme toplayıp, doğanın bu kadar yoğun kirletilmiş oluşuna hayret etti. Topladıkları atıkları ‘büyüklerin suç unsuru olarak’ sergileyen Yönelişli öğrenciler, büyüklere çevreyi ve doğayı temiz tutma çağrısında bulundu.
Paylaş