Paylaş
İstanbul Güneşli’de Hürriyet Bölge Gazeteleri’nin tüm Türkiye’ye yayılması için birlikte gece gündüz çalıştığım Seçen Ağabeyime “Seve seve yazarım” dedim. Umarım, yazılarım insan ve doğa düşmanlarının uykusunu kaçırıp, çevreye faydalı olur.
VE İŞTE İLK YAZI
MAVİ huzurun ve sakinliğin de rengi. Doktorlarımız ne diyor? “Uykunuz kaçtığında, sinirleriniz gerginleştiğinde denizi düşünün. Gürül gürül akan suları, içinde balıkların oynaştığı dereleri, ırmakları, nilüfer çiçeklerinin açtığı gölleri hayal edin.”
YEŞİL ise doğayı temsil ediyor. Renk bilimciler, “Yeşil, yaşamı, gençliği, yenilenmeyi, ümitleri ve dinçliği simgeler” diyor.
Ben de bu yüzden, “Mavi-Yeşil bak bana” diyorum.
Kirlenmemiş denizler, üstü yağ tabakası kaplanmamış dereler, göller, insana huzur versin istiyorum.
Ağaçları kesilmeyen, yakılıp, yıkılmayan, dağları ovaları yemyeşil kaplayacak ormanlarımızın, insana yaşam kaynağı olmasını arzu ediyorum.
Ben dağı taşı, denizleri çok seviyorum.
Hayvanları, ormanları seviyorum.
Bize bin bir meyve sebze veren toprakları seviyorum.
Ciğerlerimize oksijen armağan eden havayı seviyorum.
Vücudumuzun beşte birini kapsayan, yaşam kaynağımız suyu seviyorum.
Ve ben bunların insan eliyle bozulmasına kahroluyorum.
Yaşam hakkımızın gasp edilmesine üzülüyorum.
Oylarımızla seçtiğimiz, başkanların, TBMM’ye gönderdiğimiz vekillerimizin, rant uğruna doğanın katledilmesine izin vermesine çok ama çok sinirleniyorum.
Çünki ben Yaşam Hakkı’nın, Başkan Hakkı’dan önce geldiğini biliyorum.
Yüreğinde insan sevgisi, kişiliğinde doğa saygısı olmayanlardan nefret ediyorum. Çünkü ben, insanları çok seviyorum.
***
Çevre bizim önceliğimiz. Bizim siyasetle işimiz yok. Çevre konusunda doğru bildiklerimizi yazmaya, yanlış gördüklerimizi her hafta Hürriyet’te duyurmaya devam edeceğiz. Havayı, suyu, toprakları kirletenlere dikkat çekeceğiz.
Şehrin çöplerinin şehrin rantı olduğunu bunların ayrı ayrı toplanmasını gerektiğini bıkmadan tekrarlayacağız.
Çöp bertaraf tesisi ve arıtma kurmayan belediye başkanlarının kendini hakim karşısında bulacağını hatırlatacağız. Başkanların farkına bile varmadan işledikleri çevre cinayetlerinin önüne uyarılarımızla geçeceğiz.
Plastiklerin, naylonların tehlikesine dikkat çekeceğiz.
Kullanılmış pillerin niçin ayrı toplanması gerektiğini anlatacağız.
Bunları elbette sizlerle birlikte yapacağız.
Daha temiz ve yeşil bir Türkiye için Ege’den bayrak açacağız.
Siz Hürriyet okuyucularıyla birlikte Ege’nin ve İzmir’in Çevre konusunda da öncü olacağını tüm aleme duyuracağız.
Cennet vadide altın isyanı var
İzmir’in Ödemiş İlçesi’nde bir şirketin Ege’nin Uludağ’ı olan Bozdağ ve vadisinde altın madeni araması çevrecileri isyan ettirdi. Bozdağ vadisinde kurulu ve 1. derece koruma altına alınan Birgi’nin içme ve sulama kaynağının bulunduğu alanda da altın için numune alınması uykuları kaçırdı.
ÇOK DEĞERLİ BİNLERCE MEYVE AĞAÇI VAR
Şirketin altın arama ruhsatı aldığı bölgede binlerce kestane, kiraz ve meyve ağacının dikili olduğunu belirten Kemer Köyü Muhtarı Ahmet Kaptan ve Hacı Hasan Köyü Muhtarı Metin Uçar, “Dikili ağaçlarımızın ürünleri altından bin kat daha değerli. Bu bölgede bakanlığın inceleme yaptırmadan altın arama izni verdiğini düşünüyoruz. Eğer binlerce meyve ağacının olduğu bölgede siyanürlü altın çıkarılırsa, hem çevreye, hem de köylülerimize büyük zarar verilir. Bizi ve yaşam kaynağımız olan ağaçlarımızı altın uğruna kıymasınlar, hayat kaynağımız olan sularımızı ve topraklarımızı siyanürle kirletmesinler” diye konuştu.
YILDA 2 BİN TON KESTANE ÜRETİLİYOR
Köylerinin ana geçim kaynağının kestane ve kiraz olduğunu köye son iki yıl içinde 20 bin fidan dikildiğini söyleyen Muhtar Uçar, “Bizler yılda sadece kestanede, 2 bin ton üretim yapıyoruz. Bu bölgede kiraz. antep fıstığı, muşmula, ve cennet elması gibi altından daha değerli binlerce meyve ağacı var. Her yıl ürün veren bu ağaçlar mı önemli, yoksa toprağın ciğeri sökülerek bir kez çıkarılacak altın madeni mi? Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, sesimize kulak versin. Yoksa bu bölgede katliam başlayacak. Kesilen bir ağacı yetiştirmek için bir ömür gerekiyor” dedi.
Paylaş