Paylaş
Her şeyden önce bu tür tartışmalar Anadolu’daki ‘uluslaşmanın’ tamamlanmadığını gösteriyor…
İktidarla-muhalefet, cumhuriyet konusunda uzlaşamıyorsa hangi konuda anlaşacak...
Bir yandan ‘tüzüklerle çarpışarak’ iktidara gelen bir parti, diğer yandan yasaklar...
Cumhuriyetin kısa tarihi bu tür yaman çelişkilerle dolu...
Devlet geçmişte halkı Ulus meydanına sokmuyordu, bugün cumhuriyeti kutlamak isteyenleri.
İSTİHBARAT KİMDEN GELDİ?
Dün yaşananlara bakıldığında aslında sorulacak o kadar çok soru var ki?
Yeni Türkiye, bugün yeni bir toplumsal sözleşmeyle kurulamayacaksa ne zaman kurulacak?
Bürokratik cumhuriyetin yerine demokratik cumhuriyet nasıl inşa edilecek?
Yasakçılık, yüzde elli rey almış bir iktidarla son bulmayacaksa, ne zaman son bulacak?
Söz konusu istihbarat MİT’ten mi, Emniyet’ten mi, JİT’ten mi geldi?
İstihbarat varsa neden bu bilgiler kamuoyuna açıklanmadı?
Yanlış çıkan istihbarat karşısında bu bilgiyi verenlerle ilgili bir işlem yapılacak mı?
Barikatların kaldırılması talimatını kim verdi?
Cumhuriyet üzerinden bir tartışma çıkarmanın AK Parti’ye, CHP’ye ne faydası var?
DUYGUDAŞLIĞINI KAYBEDEN CUMHURİYET!
21 Mart yasaklarıyla bir kısım Kürtler, 29 Ekim tartışmalarıyla bir kısım Türkler küstürüldü...
Dün BDP kadraja girerken, CHP resimden çıktı...
Hani “aynı dağın yeliydik biz…” Hani eskilerin hataları tekrarlanmayacaktı?
Önce durduk yerde bir problem çıkarıp sonra enerjimizi bunu çözmeye sarf ediyoruz.
Bu savrulmalar ortak keseni demokrasi olacak yeni Türkiye’yi savunanları karamsarlığa itiyor.
Ulus’ta dünyaya verilen resim, ‘Tek yürek, çifte bayram’ mottosuna gölge düşürdü...
Mesele partiler arası çıkar veya bir il başkanının ‘askere selam göndermesi’ meselesi değildir.
Asıl mesele cumhuriyetin ortak bir çatı olarak milletin bütün unsurlarını kapsamasıdır...
Her şeyden öte dün yaşananlar ilklerin bayramının geri planda kalmasına neden oldu...
Bu zarar yetmez mi?
SİİRT’TEN VERİLEN MESAJ...
Siirt’te Vali Ahmet Aydın, Belediye Başkanı Selim Sadak ve Tuğgeneral Mehmet Şükrü Eken halaya durması istenirse oluyormuş dedirtti...
Bir anlamda bayram kutlaması ve yönetici rol modeli konusunda Ankara’ya mesaj verildi.
Askerle, BDP’li belediye başkanı halaya durdu, el sıkıştı. Fakat ülke bölünmedi!
Türkiye’nin yaşadığı sorunların önemli bir kısmının psikolojik olduğu bir kez daha görüldü...
Algılarımızın esaretinden kurtulursak, sorunlarımızdan da kurtulmuş olacağız...
BÖYLE DE KUTLANABİLİYORMUŞ / WEB TV
DEVLETTE YORUM FARKI...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: Ulus’ta yaşananları arzu etmezdim. Üzücü olaylar oldu, umarım bundan sonra olmaz.
Başbakan Tayyip Erdoğan: Bu yapılan alternatif bir kutlama değil. Provakatif bir eylem yapılmaya çalışılıyor. Herkes geldi resmi programlara katıldı. Olması gereken buydu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: Açlık grevlerinin bitmesi için çağrıda bulunuyorum. Şiddet olmadığı takdirde her şeyi konuşarak ikna ederek büyük problemleri halledebiliriz.
Başbakan Tayyip Erdoğan: Adalet bakanım gitti, aç kalan falan yok, herkes her şeyi yiyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: Mecliste olamayan vekillerin bir noksanlık olduğunu belirtmek isterim. Seçimlere yasal olarak katılmış, halkın oyunu almış, milletvekili sıfatını taşımaya hak kazanmış herkesin, haklarında kesin yargı kararları ortaya çıkana kadar yasama faaliyetine katılması gerektiğini düşünüyorum.
Başbakan Tayyip Erdoğan: ‘Sayın Cumhurbaşkanımız ile bir polemiğin içine girmek istemem. Bizim bu düşünceyi paylaşmadığımız ortada zaten.’
Paylaş