Metroseksüeller, doğal göründüğü sürece ‘kaş almaya’ da, ‘tırnak cilalamaya’ da ‘Evet’ diyen erkekler. Cinsel kimlikleriyle ilgili yapılan yorumları umursamıyorlar.Zaten metroseksüelliğin sadece kişisel bakımı değil, bir yaşam tarzını yansıttığını düşünüyorlar. Hülya AVŞAR: Kulağından burnundan kıl fışkıran erkekler var. Hele burnundan kıl çıkan, kesme ihtiyacı duymayan erkekler var! Metroseksüellik gerekli bir şey. Çocukları büyütürken alıştırmak lazım. Metroseksüelliğe ihtiyacı olan çok hanım da var, o ayrı! Erkekler için de, gereksiz kılların alınması, ağda yaptırmak, kaş alınması normal karşılanmalı artık. Kokan ve kıllı erkeklerden kadınlara illallah geldi! Ben ‘Çok kötü kokuyorsun’ diye yüzlerine söylüyorum. Yok oluyorlar ortadan, nefret ediyorum o tür insanlardan. Ders oluyor zaten onlara! Hatta canlarını yakarak söylemeyi tercih ediyorum. Peki ya sizler? Neden kendinizi metroseksüel olarak kabul ediyorsunuz? Normal bir Türk erkeğinden farklı olarak, bakımınızla ilgili neler yapıyorsunuz? Emre GÜNER (Marka uzmanı): 28 yaşındayım. Ben aslında metroseksüelim diye ortaya çıkmıyordum. Ama metroseksüeller tanımlandığında, ben de giriyorum özelliklerimle. Bana göre metroseksüel öncelikle kişisel bakımına, sağlığına, yemesine, içmesine, sporuna önem gösteren, giyimine kuşamına özen gösteren erkektir. Benim titiz olduğum alan kişisel bakım. Ben saçlarıma, şampuanıma özen gösteririm, daha gür, daha parlak olması için. Gündüz kremi kullanıyorum 15 koruma faktörlü. Gözaltı kremi kullanıyorum. Annem ve babam da kendine çok özen gösterirdi, banyoda farklı farklı kremler görmek aşinalık kazandırıyor. 30 yaşından sonra hafif hafif kremlerle başlamak gerekir. Vücut şampuanımı özel seçiyorum. Soğuk duşla çıkıyorum. Losyon kullanıyorum. Manikür pedikür yaptırmıyorum, kendim yapabiliyorum. Bir iki kere yaptırmıştım sadece. Benim ayaklarım güzel. Şu anda elim ve ayağımda kendi halledemeyeceğim bir problem yok. Bunların dışında iki haftada bir masaj yaptırıyorum. Otellerde kalınca SPA’lara gidiyorum mutlaka. Haftada iki kere squash oynuyorum, onun dışında fitness- aerobik yapıyorum. Giyimime özen gösteriyorum. Metroseksüeller marka giyinmeli diye bir şey yok. Ama bu bir yaşam tarzıysa ve markalar bu yaşam tarzını belirliyorsa onları alıyorsunuz. Nihat HATİPOĞLU (Görsel yönetmen): 31 yaşındayım. Eşim benim böyle olmamı istiyor, ben de ona bilgiler ve öneriler verebiliyorum. Ben kendi bakımımı kendim yapmaya çalışıyorum. Yağlı olduğu için cildime özel ürünler kullanıyorum. Sadece gece kullanıyorum kremleri. Manikür yaptırıyorum. Tırnak cilası kullanıyorum. Görüntü olarak hoşuma gidiyor, parlaklık veriyor, sağlıklı duruyor! Zaten kuvvetlendirici kalyon kullanırım. Squash yapıyorum, diyet yapıyorum. Basketbol oynuyorum. Parfümüme dikkat ediyorum. Solaryuma giderim. Turgut REYHAN (Vakkorama Mağaza Müdürü): 37 yaşındayım. Ben herhalde iyi bir metroseksüelim. Bana göre metroseksüel takipçidir. Çıkan ürünleri, parfümleri izlemeli, değiştirmeyi bilmeli. Ben de bunun arayışındayım. Her sabah duş alırım, kullandığım tüm ürünler bütünlük içindedir. Aynı parfüm markasının kremi, duş jeli, losyonu.. Son yıllarda cilt onaran kremler tercih eder oldum. Gece kremi mutlaka kullanırım. Fiziksel görüntümün feminen hale gelmesine müsaade etmeden, doğallığı korurum. Solaryuma giderim. 10 günde bir manikür pedikür yaptırırım. Vücut kıllarını aldırmaya da sıcak bakıyorum. Sadece ense kıllarım beni çok rahatsız ediyor, oraya bazen ağda yaptırıyorum. Mutlaka kulağıma sir ağda yaptırırım. Annem günde üç kez üstümü değiştirirdi, ter kokusuna karşı çok duyarlıydı. Ben de öyleyim. Vücudumu tanıdıktan sonra koltukaltı stickleri bile değil, pudra bazlı ürünleri kullanmaya başladım. Haftada bir kez Shiatsu masajı yaptırıyorum. Rezene, kuşburnu gibi doğal çayları içiyor, kafeinden uzak duruyorum. Ender BALLIKAYA (Manken, öğrenci): 21 yaşındayım. Aslında amacım insanlara güzel görünmek, hatta sağlıktan bile önce! Bu nedenle kendime, yediğime içtiğime dikkat ediyorum. Kuaförüme gidiyorum. Saçımı boyatıyorum, fön çektiriyorum. Metroseksüellikle feminen görüntüyü karıştırmamak gerekli. Erkeksi olup bakımlı ve güzel görünmek gerektiğine inanıyorum. Düzgün kokmadığımı düşündüğüm zaman hayatta dışarı adım atmam. Krem çok fazla kullanmam, sadece vücut kremi ve el kremi kullanırım. Ben henüz pedikür de yaptırmadım. Ama kaş aldırıyorum. Fitness yapıyorum. Kıyafetlerime de çok özen gösteririm özel yaşantımda. Erkekte de dekolte hoşuma gidiyor, yani transparan şeyler ve açık yakalar kullanıyorum. Takı kullanmayı seviyorum.Hülya AVŞAR: Metroseksüellik erkeklerin içindeki kadınsal duyguları açığa mı çıkarır acaba? Cinsel kimliğiniz ile ilgili eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz? Turgut REYHAN: Bu kelimeyi doğru adamlarla kullanınca, metroseksüellik kimseyi, hiçbirimizi rahatsız etmez. Ama piyasanın feminen görünen isimleriyle metroseksüellik röportajları yapılınca, yanlış anlaşılmalar oldu. Zaten Türkiye birtakım şeyleri yeni yeni oturtuyor. Tabii metroseksüellikte mevcut görüntünüze ancak doğallık çerçevesinde dokunabilirsiniz. Allah size bir kaş yapısı vermiş, siz onu yolup da kalem atarsanız hoş olmaz. İleri gittiğinizde cinsel tercihinizi fiziğinize yansıtmış olursunuz. Aslında herkes krem kullanıyor, kimi Arko, kimi La Praire kullanıyor ama sonuçta kullanıyor! Biraz da bu kelime jigololuk yapan, piyasada dolaşan insanlarla anılınca insan rahatsız oluyor. Ben mesleğim gereği moda sektörünün içinde olduğum için cinsel kimliğimle ilgili eleştiri almadım. Çok bakımlı olduğum söylenir, bana danışılır parfüm alırken, giyim kuşamda, o kadar! Nihat HATİPOĞLU: Ben evli olduğum için böyle bir sorunum olmuyor. Ama genel olarak arkadaşlarımız takılabiliyor. Fakat benim cinsel kimliğimi bildikleri için o da şaka olarak kalıyor. Diğer insanların ne düşündüklerine gelince, ben kendimi biliyorum zaten! Kaale bile almam! Emre GÜNER: Halk arasında ‘metroseksüellik’ dalga konusu. ‘Aaa... gözaltı kremi mi kullanıyorsun?’ gibi şaşkın sorularla karşılaşıyorsunuz. Temiz ve bakımlı olmanın farkında ve bilincinde olmayanlarsa anlamıyor ve sormuyor bile. Banyoma girdiği zaman şaşıran, dalga geçen kız arkadaşlarım oluyor. ‘Bende bile bu kadar yok! ‘diyorlar. Ama benim için cinsellikle homoseksüellikle ilgili bir kavram karmaşası yaratılmasına ben izin vermiyorum. İnsanlar, daha feminen ve iddialı bir görünümde şüphenebilir. Metroseksüellerin de dereceleri var. Bazı insanlar daha fazla, bazıları daha az metroseksüel. Bu da yaptığınız işle alakalı. Bana göre sınır, benim gözüme güzel görünmesidir. İnsanlar tepki gösterdiği zaman belki vazgeçersiniz, o size bağlı bir şey. Ender BALLIKAYA: Benim ailem hiçbir zaman ‘Sen şimdi saçını boyattın, yarın da başka şey yaparsın’ diye bir sıkıntı yaşamadı, beni biliyorlar çünkü. Homoseksüelliğe kaçar mı diye bir korkuları olmadı. Tabii bir kadının sana bir şey söylemesi gibi bir erkeğin de bazı yorumlar yapıp, teklifler etmesi özellikle bizim mankenlik dünyasında var. Ama bu görüntüyle alakalı değil! Bana homoseksüel yakıştırması olmadı. Zaten ben de öyle bir soruda bir açıklama yapma gereği duymam. Hülya AVŞAR: Benim eşim, en eski metroseksüellerden! Kaya manikür pedikürünü kendisi yapıyor. Gözaltı kremi, vücut kremi kullanıyor. En önem verdiği şey de dirsekler! Nasır tutmuş dirseğe tahammülü yok. Emre GÜNER:Banyoma girdiği zaman şaşıran, dalga geçen kız arkadaşlarım oluyor. ‘Bende bile bu kadar yok! ‘diyorlar. O göz kalemini Kaya’da görmek isterdimHülya AVŞAR: Erkekte gözde hafif siyah sürme benim çok hoşuma gidiyor. Johny Depp’e Karayip Korsanları’nda çok yakışmıştı. Ben de bir çekimde Tamer Karadağlı’nın gözünün altına çok az siyah kalem çektim ve çok güzel durdu. Tabii gerçek bir metroseksüel de olsa, Karadeniz erkeği olduğu için Kaya yapmaz biliyorum ama ben Johny Depp gibi olsaydı, o göz kalemini onda görmek isterdim! Yakıştığı sürece metroseksüellikte her şeye açık olmalısın. Ruj değil ama dudak bakımı olarak parlatıcı sürmek de çok hoş olabilir. Senelerdir allık kullanan erkekler var mesela. Ama ben fondöteni kabul etmiyorum, o ifade değiştiriyor artık. Ağda da yaptırabilirler. Sonuçta ağda, gereksiz kılların alınmasına yardımcı oluyor. Erkekler bugüne kadar çekiniyordu. Metroseksüellik ortaya çıktıktan sonra ‘Dünya varmış’ diyerek sırtlarındaki kılları aldıran erkekler çoğaldı! En seksi şey başarı Hepimize yabancı gelen metroseksüel kelimesi ve yaşam tarzı, eminim ki bir süre sonra herkesin kabul etmek zorunda kalacağı bir şey olacaktır. Bunu maçolukla ya da herhangi bir şeyle karıştırmamak lazım! Bir maço da metroseksüel olabilir. Bakım her zaman ve her yerde gereklidir. Kadınları asıl etkileyen, metroseksüel yaşam tarzı ve bu yaşam tarzının getirdiği başarıdır. Başarı da dünyanın en seksi şeyidir! Atilla Kaya(MOS Erkek Bölümü yöneticisi)Zamparalık yapmazlar! - Özellikle 50 yaş üstü metroseksüeller için kişisel bakımın çok çok önüne çıkan şeyler var. Tabii paran olacak ki metroseksüel olacaksın, başka şansın yok! Metroseksüellik bir yaşam tarzıdır. Son çıkan filmleri izlemek, mesela Da Vinci’nin Şifresi’ni okumak zorundalar. Yaptıklarını da göstermeyi severler. Mutlaka ve mutlaka marka giyerler. Haftada iki akşam erkek erkeğe gece dışarı çıkar ama zamparalık yapmazlar. Hatta zamparalık yapana ‘kütük’ bile derler aralarında. Tabii iltifata, kadınların ilgisine bayılırlar, o ayrı! İsviçre’ye kayağa giderler. Tenis oynarlar. Puro içmezler, kokusundan dolayı. Masaj yaptırırlar. Sürekli yediklerine dikkat ederler. Kaşlarını düzeltirler. Ama çizgi attırmak yoktur gençlerdeki gibi! Saçlarını natürel boyatırlar. Zaten doğallığın önüne geçmemeli yaptıkları bakım. Mutlaka tırnak cilası sürerler. Mesleğe ilk başladığım yıllarda İsrailli müşterilerimiz vardı ve bence gerçek metroseksüeller onlardı, yani yahudiler! Türk erkekleri, kadınlardan değil onlardan göre göre metroseksüel oldular bence. Turgut ReyhanVakkorama Mağaza Müdürüİtalyan tarzını benimsemeli- Çelik saat kullanmalılar. Bu sene pantalon paçaları yığılmayacak, hafif yukarıda olacak, bilek gözükecek. İtalyan erkeğinde olan modaya kaymalılar. Sadece topukta biten, parmak ucunu tutan çoraplar giyilecek. ‘Alayım ama kimse görmesin’ diyenler de oluyor. Oysa bu tür çoraplar yazın çok da hijyenik! Parmak arası sandaletler moda. Derin dekolte tişörtler, erik yeşili, beyaz, doreler, pembeler de moda. Takılarda ise eskitme ipler, boncuklar var. Her şey yıkanmış gibi, eskitilmiş görünmeli.