MUSTAFA Denizli, Barcelona'ya karşı öyle yaptı olmadı, yenildi..
Galatasaray maçına da böyle yapıp, yine yenilince herhalde kendi kendine ‘‘Arkadaş, öyle de yapsam, böyle de yapsam, kazanamadığıma göre öyle bir iş yapayım ki, herkese parmak ısırttırıp, Fenerbahçe'yi mi eleştiriyorsunuz?.. Alın o halde size santrforsuz, sistem ve taktikten yoksun bir takım sunuyorum. Hayrını görün’’ dedi.
Şaka veya fantazi yapmıyorum.. Sizlere Fransa'nın Lyon takımı karşısında, kendi sahasında Şampiyonlar Ligi maçı yapan Fenerbahçe'nin ilk yarı özetini anlatıyorum..
Bütün bu olumsuzluklara direnen tek isim olan kaleci Rüştü, yine birşeyler yapmanın gayreti içinde.. Çifte Mirkoviçler, Mustafa Doğan, Ogün, Lazetiç, Abdullah, Ali Güneş ve Johnson'dan kurulu bir defans.. Yani kendi sahasında maçı kazanmak için değil, sanki mağlup olmamak için mücadele veren korkak bir Fenerbahçe düzeni..
MAHALLE FUTBOLU
Gol yollarının sağında ve solunda da son haftaların kondisyon ve taktik kurbanları Revivo ile Rapaiç.. Oyunun taktiği mahalle futbolu. Sistem de çorba sistemi.. Ne bir isabetli pas, ne bir verkaç, ne pres, ne de gol pozisyonunu bir yana koyun, rakip onsekize bile giremeyen bir Fenerbahçe..
Peki koskoca Fenerbahçe böyleydi de, Lyon nasıl oynadı, diyorsunuz değil mi? Onlar da baktılar ki, dünyada futbolla ilgisi olmayan böylesine bir orta oyunu oynanınca, onlar da Fenerbahçe'ye uydular... Üstüne üstlük maçın Belçikalı hakemi de onların koluna girince Fenerbahçe'yi kendi saha ve seyircisi önünde son dakikada attıkları golle mağlup ettiler.
F.Bahçe, Şampiyonlar Ligi'nde ikinci tura yükselmeyi bir yana bırakın, üçüncülük şansını, dolayısıyla UEFA Kupası'na katılma şansını bile mucizelere bıraktı.. Yazık, çok yazık...