Paylaş
Metin Türkcan’ın müzik yolculuğu, gitar tutkusu ve hakkında bilmek istediğiniz daha birçok detayı bu röportajda sizlerle;
Albümdeki isimleri görünce, büyük bir emeğin sonunda projenin ortaya çıktığı hissi geliyor ister istemez. Nasıl oluştu Vakti Geldi’ albümü?
2007-2008 gibi “Metoboy-Benimle Çalar Mısın?” projesinin devamında Metin Türkcan-Vakti Geldi albümü çıktı…
Benimle Çalar Mısın?’dan davulda Ozan Demir ve bas gitarda Berkhan Ay ve de ben olarak Metoboy grubunu kurduk ve beraber çalmaya başladık, konserlerde, festivallerde ve hatta sanal ortamda konserler verdik bu kadro ile, daha sonra Berkhan’ın yerine bas gitara sevgili dostum “THE DUDE” Gürkan Bozacı’nın katılımı ile ilk ciddi demolarımızı hazırlamaya başladık. Demolar demolar derken en sonunda cd ve sanal ortamlarda bir albüm olarak sizlerle buluştu bu çalışmalar, umarım beğenirsiniz.
Albümdeki repertuara nasıl karar verdiniz, isimlere karar verirken listenizi nasıl oluşturdunuz?
Bizim yaptığımız müzik türünde repertuar hazırlamak diye bir kafa yok, var ise de ben bilmiyorum, yapmaya çalıştığımız organik yani insan faktörünün, duyguların, çalışmanın, bazen hüzün ve gözyaşının bir araya geldiği, katılan bütün sevgili dostlarımın kendilerinden bir şeyler kattığı ve de bence en önemlisi bunları yaparken keyif alıp mutlu oldukları bir çalışma oldu. Kısaca organik, çok fazla planlı olmayan ve biraz da doğaçlama kolektif bir çalışmadır bu albüm…
Çıkış şarkısı olarak unutulmaz ‘Dilektaşı’yla albüm yayınlandı. Özellikle bu şarkıyı seçmenizdeki süreç nasıldı?
Bu şarkı benim çok fazla duygulandığım ve 5-6 sene oldu galiba bir dönem kendim dinlemek için kaydettiğim (orjinal halinin sound’u sebebi ile arka arkaya dinleyemedim) yani kendim dinleyeyim diye yaptığım bir coverdı. Şebocuğumun sesi ve yorumu ile bence 2016 yılı versiyonu oldu, ben çok seviyorum ve that’s the point (gülüyor)
Röportaj öncesi araştırma yaparken ekşisözlük’te hakkınızda 17 sayfa entry olduğunu gördüm. İnsanların gönlünde farklı bir yeriniz var, bu albümü yaparken bu hayranlık durumunun sizdeki yansımasını merak ettim. Böyle bir albüm yapmanın riski var mıydı sizin tarafınızda?
Ben internet ortamlarını takip etmeyi 2002 yılında bıraktım ve 5 yaşımdan beri insanların ne söylediği ne düşündükleri hayatımın veya yaşamımın orta yerinde olmadı, bu demek değil ki işi veya konusunda yetkin birinin eleştiri veya fikirlerini dinlemiyorum, tabiki de can kulağı ile dinlerim fakat internet nooooo …
Albümünüzle ilgili ‘rock ölmedi’ başlığıyla birçok yazı ve haber okudum. Siz rock müziğin geldiği yeri nasıl değerlendiriyorsunuz? Ölmüş müydü gerçekten rock müziği Türkiye’de, ya da sizin gibi bir ustanın gördüğü müziğin gelişimi nasıl sizce?
Yani biraz önce de belirttiğim gibi ben ne rock müzik doktoru ne de bu konuda bir araştırma vs yapmış bir araştırmacıyım. Bu konu ile ilgili fikir beyan etmem pek de doğru olmaz , artı hiç bir fikrim de yok..
Ben gitar çalmayı özellik ile de distorsiyon gitar çalmayı çok seviyorum ve sağlığım ve parmaklarım müsaade ettiği sürece de çalmaya devam edeceğim, neden çünkü mutlu oluyorum…
Gitar konusunda bu kadar uzman biri olunca merak etmeden duramıyorum, gitarı ilk elinize aldığınızda ısınmak için çaldığınız bir şarkı var mı? Soruyu biraz daha değiştirerek; sahne aldığınız konserler öncesi bir toteminiz var mı?
Yok… Konsere çıkmadan önce ısınma da yapmıyorum ama Kirk Hammet’ı (Metallica) görünce biraz utanmadım desem yalan olur. Çünkü hiç çıkarmadı gitarı boynundan konser öncesi ve ben acaba ısınma yapmıyorum ayıp mı ediyorum diye düşündüm kendi kendime, sonra her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır atasözünü hatırlayıp rahatladım.
Türkiye’nin en tecrübeli gitaristlerindensiniz. Pentegram, Şebnem Ferah gibi isimlerle sahneler paylaştınız. Kendi albümünüzü yapmak, solo olarak önde olmak nasıl bir durum?
Bu projede de başkası vokalist olacağı için (henüz bilmiyoruz ama bir takım sürpriz projeler var özelikle genç arkadaşlarımızı ilgilendiren) ben yine gitardan sorumlu devlet bakanı şeklinde pek de bir rahat olacağım, o dediğiniz önde olma kısmı ile vokalist arkadaşımız ve arkadaşlarımız ilgileniyor olacaklar (gülüyor)
Albümdeki ‘Mars’ şarkısını siz seslendirmişsiniz. Tek şarkı olunca merak ettim, başka şarkılar da kaydettiniz mi, ‘Mars’ın özel bir hikâyesi var mı?
Şirketlere vs dinletmek için olan demo halinde hepsini ben söylüyorum, ama albümde hiç söylemeyecektim. Mars’ı kimse söylemek istemedi ve hepsi sen söylesen sanki daha iyi olur dedikleri için onu da ben söyledim…20 senelik bir dostluğumuz var o parça ile galiba sebebi bu..(Mars’ın ilk çıkış tarihi 1996)
Türkiye’deki adını özel tasarım bir gitarı olan ilk kişisiniz. Nasıl oldu bu?
Türk gibi davranmadık. Yani açayım nasıl olsa bu yabancılar bizi umursamazlar niye benle ilgilensinler demedik ve Pera müzikten (artık kapalı) Hande ile 1 hafta gibi kısa bir sürede bir sunum hazırladık, Hande Amerika’daki fuarda Japonya başkanı Bay Suzuki ye bu sunumu verdi ve süreç başladı.
1 sene kadar mailleştik Bay Suzuki ile ve en sonunda çizimini benim yaptığım bu gitar modelinde hemfikir olduk ve sonrada sahnede çalıyorum. Esas gitarı da 1986 yılı Murat Sezen-Ekrem Karpat özel yapımı METOBOY gitarını da Hard Rock Cafe’ye bağışladım, Eylül ayı itibari ile Taksim deki HRC de duvarda sergileniyor olacak, bu da bir ilk!
Konsept albümleri genelde dinleyicisini yakalayınca mutlaka bir devamı daha gelir. ‘Vakti Geldi’nin de devamı için şimdiden fikirler beliriyor mu, devamı gelir mi sizce bu albümün?
Tabi tabi olmaz mı, sevgili dostum Umut Kuzey ile sürpriz projeler üretmeye başladık bile. Balmumcu’da harika bir stüdyo yaptılar Arpej Yapım olarak, yani her şey hazır. Stüdyoda da sevgili Alen Konakoğlu dostum var, yeni çalışmalar için sabırsızlanıyorum…
DROPUOT FESTIVAL’A ÇOK AZ KALDI!
5 Haziran’da Küçükçiftlik Park sahnesinde Dropout Festival’inde Die Antwoord sahnede olacak. Grubun bugüne kadar yayınladığı üç stüdyo albümü ve birbirinden etkileyici videolarıyla müzik dünyasında her an dikkatleri üzerine çeken ikili ilk kez Türkiye’de sahnede olacak.
Die Antwoord’un yanı sıra Modestep, Ceza, Lust, Furkan Kurt, Orkun Bozdemir, Boys N The Hood, The Fuck is Back ’in de sahne alacağı canlı ve DJ set performanslarıyla da renklenecek harika bir festival deneyimi için ajandalarınızda 5 Haziran’a kocaman şekilde Dropout Festivalini işaretleyin derim.
Paylaş