Paylaş
İstanbul’da Cuma ve Cumartesi yağan dolu ve yağmurlardan sonra sıcak bir Pazar günü sanırım konser için en uygun akşamdı. En son 7 sene önce Masstival’de izlediğim Tori Amos’u bu kadar zaman sonra ilk defa izleyecek olmak ister istemez bu konser benim için daha da önemli hale getirmişti.
Sonda söyleyeceğimi başta söylemem gerekirse, konser harikaydı ancak konser mekanı için galiba aynı şeyi düşünmüyorum. Özellikle Tori Amos’un konserindeki gibi akustik formatlı bir konser için hele hele oturmalı bir format varsa Küçükçiftlik Parkı bence bunun için uygun değil. Konser için Küçükçiftlik Parkı’na geldiğimde kapıdaki kuyruğu görünce içten içe sevindim, konser çok kalabalık olacak, harika bir gece geçireceğiz diye sevindim. İşin aslı içeriye girdikten sonra daha da netleşmiş oldu. Küçükçiftlik Parkı’nın neredeyse yarısı kapatılarak konser için ayrılan alan ufaltılmıştı. Önlerdeki oturmalı grup ile ayakta olarak ikiye ayrılan konser mekanı maalesef Tori Amos konseri için yeteri kadar dolu değildi. Konser keşke Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde olsaydı diye konser boyunca içinden geçirmeden edemedim.
21:40 civarında sahneye çıkan Tori, neredeyse Avrupa turnesindeki her performansında olduğu gibi İstanbul’da da konserine ‘ Parasol ‘ ile başladı. İkinci şarkı olarak ‘Caught A Light Sneeze’ i çalınca anladım ki bu konser bir başka olacak. İkinci şarkıdan sonra kısa bir konuşma yapan Tori, özellikle LGBT Onur Haftası’nda burada olmaktan ötürü ayrıca heyecan ve gurur duyduğunu dile getirip, açılış konuşmasını yeniden bu büyüleyici şehirde olduğu için çok mutlu olduğunu söyleyerek tamamladı.
Sahnenin sadeliğinden mi desem, şarkıları tane tane söylemesinden mi bilmiyorum ama konser gerçekten büyüleyiciydi. Sahnede oturduğu pufu ortalayarak iki piyanoyu çalması bir yana, bir de aynı anda şarkı söyleyebiliyor olmasına hayran olmamak gerçekten imkansızdı.
Konserdeki cover şarkılara yer verdiği ‘Lizard Lounge’ kısmına geçmeden önce uzun zamandır ilk defa çalması ‘Spring Haze’ benim de şarkıyı tekrardan keşfetmeme sebep oldu. Spring Haze sonrasında, cover olarak Depeche Mode’dan ‘Enjoy The Silence’, U2’dan ‘Running To Stand Still’i söyleyen Tori bence özellikle U2 cover’ını gruptan daha iyi söylemiş bile olabilir.
Konserin ikinci kısmında ‘Liquid Diamonds’, ‘Icicle’, ‘Purple People’dan sonra sıra ‘Cornflake Girl’e geldiğinde, tüm izleyiciler sahne önüne geldi ve bence konser bu noktadan sonra daha farklı bir motivasyonla ilerledi. Bir kere daha net olarak şunu söylemeliyim ki, konserlerdeki sahne önü biletlerinin farklı fiyatlandırması kesinlikle ortadan kalkmalı. Esas müzik sever konserde arkalardayken, kalabalık bir kitelenin sahneden bu kadar uzakta uzak olması kesinlikle sanatçıyı da etkiliyor. Nitekim Tori Amos konserinde sahne önüne gelen kalabalık bis için sahneye geri geldiğinde Tori’yi bence konser süresince olduğundan daha çok mutlu ettiğini düşünüyorum.
Bis için tekrar piyanonun karşısına oturan Tori, Avrupa turnesinin son konseri olduğu için olsa gerek bizlere bir tane fazla şarkı çaldı. Özellikle yeni albümünden sadece bir şarkıyı bis için sahneye geldiğinde çalması da ayrıca şaşırtıcıydı. Diğer yandan konser sonunda piyanosuna dokunarak, tüm seyircileri kucaklar şekilde yaptığı selamlamasını aklımdan çıkartamayacağım.
Kendi adıma bu konserde hevesle beklediğim ‘iieee’ parçasını Tori’den canlı dinlemek yine kısmet olmadı. ‘iieee’ parçası böylece gelecekte olacak tüm Tori konserleri için hala merakla beklediğim şarkılar listesinde yine en üst sırayı kimselere bırakmamış oldu. Aslında bu konserin benim için bir başka önemli yanı da, Tori Amos ile röportaj yapma ihtimalimin olmasıydı. Son ana kadar Tori ile yüz yüze röportaj yapma ihtimalimden ötürü hop oturup hop kalksam da, Tori sanırım turne yorgunluğundan olsa gerek söyleşi istemediği için bu hayalimi de bir sonraki konserine kadar ertelemek durumunda kaldım. Söz konusu röportaj için son dakikaya kadar çabalayan Nurbanu Anter’e de burada yeri gelmişken teşekkür etmek isterim.
Hikâyelerini tamamen kendine has orijinal bir dille anlatan Tori Amos’u yine bir konserde tekrardan izlediğim için kendimi çok şanslı sayıyorum. Böylesine özel ozan bir kadını tanıyıp, bilmek bir yana, günümüzde hala yeni albümler çıkartabiliyorken onu canlı canlı dinleyebiliyor olmak gerçekten büyük bir lütuf. Umarım bundan sonraki İstanbul turnesi için 7 sene daha beklemek zorunda kalmayız.
BURGAZADA’DA DÜNYA PRÖMİYERİ
25 Haziran Çarşamba günü Burgazada’da Fazıl Say’ın ‘Sait Faik’ eserinin dünya prömiyerini yapılacak. Fazıl Say’ın 42. İstanbul Müzik Festivali’nin isteği üzerine, Sait Faik Abasıyanık’ın ölümünün 60. Yılı için bestelediği eserin dünya prömiyeri için yazarın çok sevdiği Burgazada seçilmiş.
Söz konusu eser 25 Haziran Burgazada prömiyerinden sonra, 26 Haziran’da Zorlu Center PSM’de de dinleyicilerle bulaşacak.
KARIŞIK KASET
Haziran ayının sonuna yaklaşırken ayın başında hazırladığım Karışık Kaset yine doldu taştı.
Bu ay sonunda piyasaya çıkan Tiesto ve Lana Del Rey’in de yeni şarkılarının da eklendiği listeye Spotify’dan Karışık Kaset by Haziran 2014 adıyla ulaşabilirsiniz.
Keyifli dinlemeler…
1)Sia -Eye Of The Needle
2)Lana Del Rey – Ultraviolence
3)Shark? – Big Summer (Summer Ale)
4)Mall Music – Ready aim
5)Zak Waters feat. Audra Mae – Said and Done
6)Jennifer Lopez – So Good
7)Tiesto feat. Hardwell, Matthew Koma – Written In Reverse
8)Lily Allen – URL Man
9)Maroon 5 – Maps
10) Ed Sheeran – Don’t
11)Magic!- Don’t Kill The Magic
12)Tiesto feat. Firebeatz, Ladyhawke – Last Train
13)Gorgon City feat. Laura Welsh – Here For You
14)Aloe Blacc – Hello World
15)PAWWS – Outside
16)MisterWives – Reflections
17)Porter Robinson – Lionhearted
18)Panama – Always (Classixx Remix)
19)Lana Del Rey – Brooklyn Baby
20)Waters – Got To My Head
21)Zak Waters – Over You
Paylaş