Paylaş
Bu sefer farklı olarak konsere çıkacak sanatçılar konser anına kadar duyurulmamıştı. Sebep belliymiş, Sofar Istanbul git gide çıtasını yükseltmiş ve farklı bir konser konseptini bir adım daha öteye taşıyarak bu konser için farklı bir çekim tekniğiyle büyük isimlerle birleştirmiş. Sofar İstanbul’daki çekimler bu sefer kameralar yerine Samsung’un Galaxy S7 Edge telefonuyla hem de karanlıkta yapılacak çekimlere bırakmıştı.
Sahneye ilk olarak Redd çıktığında, gecenin geri kalanı için daha kimleri izleyeceğiz merakı aldı başını gitti. Redd nefis performansını bitirip sahne sonraki ekip için hazırlanırken katılımcılar kendi arasında yeni sanatçı için kulis yapıyordu.
Ara bitip sahne hazır hale geldiğinde yıllardır canlı izlemek için can attığım Mirkelam Sofar sahnesine geldi taburesine oturdu. Benim için o kadar önemli bir performanstı ki, ‘Erenköy’ü canlı canlı Sofar farkıyla izledim, Mirkelam’ın hiç bilmediğim esprili yanına tanık oldum. Sırf bu konserle bile benim için en özel Sofar oldu.
Mirkelam performansını tamamladıktan sonra son grup olarak Pinhani Sofar İstanbul sahnesinde yerini aldı. Pinhani şarkılarını çalıp söylemeye başladığında gece daha yeni başlamış olsun çok istedim, gerçekten rüya gibi bir geceydi. Bir işi severek yapınca sonuç her zaman güzel oluyor, başarıyla son buluyor, Sofar İstanbul ekibini yaptıkları bu özverili iş için tekrar tekrar tebrik etmek gerek.
THE AWAY DAYS’TEN ALBÜM GELİYOR!
The Away Days hayranlığımı birçok kez bu köşeden sizlerle paylaşmıştım. Ekibin Mart ayındaki Texas Austin’de gerçekleştirilen SXSW’deki performanslarını izledikten sonra bu röportajı yapmak için sözleşmiştik, ajandalar ancak uydu ve bu söyleşiyi 1.5 ay rötarla gerçekleştirebildik.
Güzel haberlerle dolu, The Away Days’in yayınlanacak olan ilk albümüne dair detaylar bu röportajda:
SXSW’da iki konserinizi de izledim, ben kendimce gurur duyuyorum sizi yurt dışında bir platformda görünce. Nasıl bir his orada sahnede olmak?
Bence SXSW’da sanatçıdan seyirciye, barmenden sokakta yürüyen amcaya kadar herkes aynı hissi yaşıyor, paylaşıyor. Herkes festivalin bir parçası ve bu enerjiyi hissederek çalmak çok başka bir deneyim.
Bu sene SXSW’a ikinci kez katıldınız, konserlerden sonra nasıl geri dönüşler aldınız?
Özellikle ikinci konser sonrası oldukça fazla olumlu geri dönüş aldık. Bir çok dünyaca unlu plak şirketi sahiplerinin izlediğini öğrendik, (buna Nirvana’yı keşfeden adamdan tutun, Arctic Monkeys'i çıkaran isimler dahil) beğenmişler. Bunları duymak çok güzeldi.
SXSW festivalinde birçok dünyaca ünlü sanatçı ve grupta sahne aldı. İzlediğiniz sizi etkileyen, bu senenin en ilham verici sahnesi kimdi?
Sun Club müthişti, Formation da öyle, Everything Everything’i iki kez izledik ikisinde de çok iyilerdi, yıllar sonra Deftones’u izlemek harikaydı ama en etkileyici performans Sun Club’ınkiydi galiba, inanılmaz bir enerjileri var ve harika müzisyenler.
Dünyaca ünlü gitar markası Fender’in uluslararası sanatçılarından biri oldunuz. Nasıl oldu bu?
Fender'in Türkiye şubesinin bizi globale sunması ve Global ekibin bizi beğenmesiyle başladı. Bu süreç aylarca surdu diyebilirim ve sonunda böyle bir şeyi elde etmek çok gurur verici. Listedeki diğer isimlerle (Bruno Mars, The Strokes, The Who) alt alta olmak inanılır gibi değil hala.
Bir süredir stüdyoda olduğunuzu biliyorum. Nasıl gidiyor ilk albüm çalışmaları?
Albümün kayıtlarını bitirdik yalnız albümden önce 2-3 single daha yayınlayacağız, dinleyiciler ilk uzunçalarımızı dinlemek için bir süre daha bekleyecekler ama herkesin beklediğine fazlasıyla değecek bir albüm geliyor.
İlk albümün kayıtları sırasında size yön veren bir prodüktör var mı, yoksa her şeyi grup olarak mı sürdürüyorsunuz?
İlk albümün prodüktörlüğü bana (Can) ve Sezer'e ait. Bizi çok geliştiren bir süreçti bu. Prodüktörlük yapmak müzisyenlikten bambaşka bir olay. Çok farklı bir bakış açısı ve kesinlikle vizyon gerektiren bir is. Bazı şarkıları en az 5 kere değiştirdiğimiz ve farklı yon verdiğimiz oldu. Ve git gide daha nokta atisi yaptığımızı hissediyoruz.
Albümün dayandığı bir felsefe ya da belli bir konsept var mı? Belki tarih vermek kolay değildir ama ne kadar daha kaldı sizce albümün piyasaya çıkmasına?
Albümden çıkaracağımız singlelar olacak bu yaz. Umuyoruz ki 2016'da albüm çıkışı ile ilgili net bir tarih duyuracağız. İçeriğinden bahsetmek gerekirse bu albüm açıkçası bizim her şeyimiz olacak. Bir felsefe ve fikirden öte bizim hayatimizi, tüm duygularımızı, yasadıklarımızı ve yasayacaklarımızı anlatıyor. Karanlık tarafın daha ağır bastığını söyleyebilirim. Yasadığımız ülkenin koşullarının büyük etkisiyle hayatlarımızın çok parlak hikayeler anlattığını söyleyemeyiz.
The Away Days’in ilk stüdyo albümünü 3 kelime ile anlatmak isteseniz ne derdiniz?
Karanlık, Hayaller, Hayatlar
Stüdyoda kaydettiğiniz şarkılar için bu süreçte sizi müziğiniz için besleyen neler var?
Spesifik olarak bir albüm veya bir olay yok açıkçası, çok uzun bir sürede kaydettiğimiz bu albümün en gerçek besleyicisi kendi hayal gücümüz diyebilirim.
Yurt dışı konserleriniz devam ediyor, gittiğiniz şehirlerde nasıl karşılanıyor müziğiniz?
İnsanlar Türk olduğumuzu duyunca çok şaşırıyorlar ve ilgileri daha da artıyor. Zamanımızın en önemli faktörlerinden biri olan farklılığı sanırım bu konuda hissettirebiliyoruz insanlara. Tabi ki aynı şekilde müzik, performans ve duruş olarak ta bunu hissettirmek en büyük planımız.
Önümüzdeki dönemde festival, konser katılımlarınız nasıl olacak, yakın tarihlerdeki planlarınızdan bahseder misiniz?
13 Mayıs’ta Peyote’de ve 14 Mayıs’ta Sabancı Üniversitesi’nde sahne alıyoruz. Bu yaz dinleyenlere bol yeni şarkı sunacağız hem canlı hem de kayıt olarak, bir de albüm ile ilgili net bilgiler duyuracağız diye umuyorum.
Paylaş