Müzik ve eğlence dünyasının acı kaybı

Bir önceki yazıda tam da bu hafta konserlerle dolu geçecek demiştim. Bu kadar müzikal gündemi yüksek bir hafta maalesef acı bir haberle yarım kaldı.

Haberin Devamı

Müzik ve eğlence dünyasının acı kaybı

Pozitif ve Babylon ailesinin önemli üyesi Mehmet Uluğ önceki gün vefat etti.

Bu üzücü haberden sonra Pozitif ve Babylon ile ilgili kendisinin tüm röportajlarını okumak istedim. Mehmet Uluğ’un yaptığı söyleşilerde ekibin Asmalımescit’e ilk gelişlerinden, müziğe ve sanatçıya sahip çıkışına dair birçok yazı okudum. Tam bu röportajları sindirip, ne kadar da zor bir işe gönül koyduklarını bir kere daha fark ederken, Pozitif ekibinin vefat haberi ve basın açıklaması geldi. Yazı “Müzik Sustu” başlığını taşıyordu. Basın bültenini okuyunca Uluğ’un çevresine verdiği heyecan ve müzik sevgisinin ne kadar kuvvetli olduğunu, çalışanlarına aşıladığı hayallerinin peşinden koşma azmini, yazının her satırında daha da net hissettim. Sağlığı yerindeyken keşke ben de kendisiyle tanışabilseydim demekten kendimi alamıyorum.

Haberin Devamı

Mehmet Uluğ’u saygıyla anıyor, geride kalan tüm yakınlarına ve iş arkadaşlarına sabır ve baş sağlığı diliyorum. Babylon’da konserler bundan sonra benim için biraz daha anlamlı olacak.

Olafur Arnalds ile büyülü bir gece…

Müzik ve eğlence dünyasının acı kaybı

Çarşamba akşamı Salon İKSV’de büyük bir hevesle Olafur Arnalds konserine gittim. Türkiye’ye 3. gelişinde nihayet yakaladığım bu konser serisinin, 3. ve son gecesinde yine biletleri tükenmişti. İzlandalı piyanistin konser boyunca salondaki yarattığı sakinlik hissi gerçekten tarifsizdi. Şarkı aralarında, bestelediği şarkıların hikayelerinden de bahseden Olafur, İstanbul’da önceki gün gittiği hamam tecrübesini de bizlerle kahkahalar içinde paylaştı. Böylesine samimi, olduğu gibi konuşan sanatçılara gerçekten bayılıyorum.

Yaklaşık 80 dakikalık performansıyla izleyenleri yerine çivileyen Arnalds, bis için sahneye geri geldiğinde büyükannesi için bestelediği “Lag Fyrir Ömmu” yu çaldı. Küçükken onun sayesinde klasik müzik sevgisini kazandığını, ona bu anlamda minnettar olduğunu söyleyerek geceyi daha da duygu yüklü bir şekilde noktaladı. Konser çıkışı bir de son albümü “For Now I Am Winter”ı izleyenler için imzalaması, benim için mutluluğun ta kendisiydi. Meraklıları için Olafur Arnalds, Aralık sonuna kadar turnesine Avrupa’da devam ediyor, yakalayabilirseniz sakın kaçırmayın derim.

Haberin Devamı

LADY GAGA- ARTPOP

Müzik ve eğlence dünyasının acı kaybı

Daft Punk’tan sonra herhalde bu sene en çok konuşulan albüm Lady Gaga’nındır. Gaga’nın 3. albümü “Artpop” 6 Kasım’dan beri sevenlerinin kulağında, dilinde, aklında.

Söz konusu albüm aslında 2013’ün başlarında piyasada olması beklenirken, Gaga’nın belindeki rahatsızlık ciddi bir hal alınca yeni albümün çıkışı da otomatikman sene sonuna sarkmış. Kader bu ki, Katy Perry’nin beklenen albümü “Prism” ile aynı dönemde “ARTPOP”un ilk single’ının yayınlanması biraz talihsiz oldu.

Bu albüm Lady Gaga için biraz hayati önem taşıyor. Her sanatçının rüştünü ispatladığı yer genelde nedense 3. albümlerle ölçülüyor. Duruma bu pencereden bakınca, Lady Gaga artık marjinal hallerinden daha fazlasını göstermek zorunda diye düşünüyorum. Sanırım bu sebepten ötürü olmalı ki, “ARTPOP” için Lady Gaga, David Guetta , will.i.am , Zedd , DJ White Shadow gibi birçok mühim isimle çalışmış.

Haberin Devamı

Müzik ve eğlence dünyasının acı kaybı

“ARTPOP” genel olarak biraz türler karması gibi olsa da, önceki Gaga albümlerinden kesinlikle farklı olduğunu düşünüyorum. İlk iki albümünde dinleyiciyi yakalayan, melodik şarkılar çoğunluktayken, Gaga bu albümde biraz daha cesur adımlar atarak, bu tarz ticari hareketlerden nispeten kaçınmış. Albüm bundan ötürü synthpop tarzıyla kendisine yer bulmuş. Amerikalı Jeff Koons’a ait albümün kapak çalışması, NME tarafından 21.yüzyılın ilk 100 albüm kapağı listesinde mutlaka yer alacağına şimdiden kesin gözüyle bakıyor.

“ARTPOP” dan şarkılarını ilk kez Itunes Festival’da 1 Eylül’de seslendiren Gaga, performansı boyunca marjinal hallerinden daha olgun bir pop star havasındaydı. İlk single “Applause” internete erken sızınca, şarkının resmi şekilde piyasaya çıkışı da haliyle tahminlerden önce oldu. İkinci single’ı da albüm piyasaya çıkmadan yayınlamaya karar veren Lady Gaga, sevenlerine “Sexxx Dreams” mi yoksa “Manicure” mı olsun diye sorup, sonunda ben “Venus”ü seçtim diyerek, sağ gösterim sol vurdu.

Haberin Devamı

3. albümün en önemli farklılıklarından biri de beraberinde getirdiği dijital uygulaması. Gaga ilk defa bir albümünde müziğin yanı sıra, moda, sanat katmanlarını da içine alan, tamamen kendisiyle alakalı ama hayranlarının başka hiçbir yerde bulamayacağı bir evreni sunuyor. IOS, Android ve kişisel bilgisayarlarda indirilerek kullanabilen bu uygulama sayesinde albümün tamamı dijital olarak da satın alınabiliyor.

“ARTPOP”tan sonra sanırım Gaga konusunda fikirlerim biraz daha iyimser oldu. “Born This Way” ile biraz fazla Madonna olmaya çalıştığını düşündüğüm Lady Gaga, bu çabasından nihayet uzaklaşmış görünüyor. “ARTPOP” ilk birkaç dinleyişte kendisini net ifade eden bir albüm değil ancak, genel havasına kapılmak için Gaga’ya biraz daha zaman ayırmak lazım. Kim bilir belki bu sene bu ülkeden bir Gaga geçer.

YILDIZLAR:

G.U.Y.

Sexxx Dreams

Haberin Devamı

Manicure (farklı Lady Gaga bu şarkıda )

ARTPOP (albümün ismini taşıyor diye insan daha çok şey bekliyor ama sadece yıldızla yetinebildi bu şarkı)

Swine ( bu şarkıdan güzel remiksler çıkar diye umut ediyorum)

Dope

OSCAR’IMI VERDİM GİTTİ:

Do What U Want (Albümün incisidir, R. Kelly düeti de şarkıya baya güzel gitmiş, dinlemeye doyamıyorum)

Fashion! ( Biraz David Bowie – Let’s Dance duyar gibi oluyorum bu şarkıda, ama albümün en farklı şarkılarından biri diye düşünüyorum)

Applause (kim ne derse desin, bu albüm için bence harika bir çıkış şarkısıydı, albümün sonunda konması biraz saçma geldi bana, ama konu Gaga olunca bu tarz detaylar abes oluyor)

https://twitter.com/hkky

Yazarın Tüm Yazıları