Paylaş
İlk albüm her zaman çok heyecanlıdır. Bu sebeple ben de Jabbar ile yeni şarkılarını ve albümün tüm detaylarını konuşmak için Universal Music’in nefis ofisinde buluşup güzel bir söyleşi hazırladık. ‘Yenileme’ albümü şimdi Jabbar’ın anlatımıyla sizlerle:
Raf ile başlayalım, sonra da yeni albüme geçelim istiyorum. Raf’tan sonra hayatının akışı nasıl değişti?
Raf hepimizin gözbebeği. Deeperise ile olan çalışmamız, ona da selamlar olsun buradan. Güzel bir hikâye başladı Raf ile. Aslında ikimiz için de devam eden müzikal hikâyenin başka bir yolu açıldı bu sayede. Yapıp kenara koyduğumuz melodi bütünlüğü insanlarla buluşunca başka bir gerçekliğe ulaştı, hatta belli bir süre sonra kendi kendine yürür ilerler hale geldi bu hikâye. Bu durum ikimiz için de hem mutluluk hem de büyük bir gurur kaynağı oldu. Raf’ın versiyonlamasından sonra birlikte bir single daha yaptık. Birçok performans ve konser yaptık, dinleyenlerimizle buluşmalarımız giderek daha da keyifli oldu. Hem bir beklenti oluştu giderek, hem de performanslarla birlikte yolda olma hissiyatı genel olarak son 2 yaz dönemine yansıdı diyebilirim.
Peki gelelim ‘Yineleme’ albümüne, nasıl başladı kayıtlar ne kadar sürdü. Bize biraz o süreci anlatır mısın?
Geçtiğimiz Mart-Nisan ayı gibi Ses Sanayii’nde stüdyoya girdik. Bu arada tabi ki konser takvimi de son sürat devam ediyor. Biz en efektif biçimde aralara zamanlar yaratıp stüdyoda albümü hazırlamaya devam ettik.
Jabbar ile birlikte kimler var bu albümde?
Safa Hendem ile birlikte prodüktörlüğünü üstlendik albümün. Mehmet Cem Ünal albümün mikslerini ve aranjmanlarını yaptı. Mastering’imizi ise Çağlar Türkmen yaptı. Çok keyifli bir ekiple çalıştık; basları Alp Ersönmez çaldı. Alp ağabey benim de aşırı hayranlık duyduğum bir enstrümanist, uzun yıllar boyunca birlikte çalışmayı hayal ettiğim birisiydi. Memduh Akatay da bu albümde bizimle birlikteydi. Perküsyon denince Türkiye’de akla gelen birkaç önemli isimden biridir Memduh Akatay. O da sağ olsun hem kendisi hem de bir kamyon dolusu vurmalı müzik aletiyle geldi (gülüyor). Hiç yorulmadan, sıkılmadan resmen mesai mevhumu demeden çalıştık. Emin İnal da İzmir’den tanıdığım ve çok sevdiğim bir klavyeci. Albüme çok şey katan bir isimdir benim için. Armoni bilgisi olsun, müzikal olarak derinliği ile ‘Yineleme’de katkısı çoktur.
Albümdeki şarkıların oluşma süreciyle nasıldı?
Raf ve Geçmiş Değişmez single’larıyla başlayan bir dönem var demiştim ya başlangıçta. Bu döneme eşlik edecek hikâyelerin devamı var bu albümde. Ben melodi ve söz notları almayı çok seviyorum. Çok güzel bir kelime duyunca hemen onu duvarıma asıyorum, gelip gidiyorum onu gördükçe kelime aklımda dönüyor dönüyor ve şarkı geliyor yavaş yavaş.
Peki, albüm bitti ama sonra bir şarkı daha çıktı mı ah şunu da koysaydım keşke albüme dediğin bir durum oldu mu?
Yok, albüm bitti dediğimiz noktada tam olarak içimize sinerek bitti. Son ana kadar sürekli en ince ayrıntısına kadar uğraştık, özellikle de ince ayar diyebileceğimiz albümün sound’uyla ilgili konularda çok titiz davrandık ve tamamlandı tüm çalışma. Albüm bitti ve piyasaya çıkmak için hazırlıklar devam ederken bu dönemde üzerinde çalıştığım başka şarkılar da oldu açıkçası (gülüyor). Ama müzik böyle bir şey hiç durmuyor, her gün her an üretebilme ihtimali olan bir durum.
‘Yineleme’ şarkısı albüme ismini verdiğine göre mutlaka bir hikâyesi vardır.
‘Yineleme’ kelime itibariyle ağız yapısını çok farklı etkiliyor. Kelimelerin insanların ağzından çıktığındaki hali bence odada bir frekans dolduruyor. Yineleme esasında bir şeyleri tekrarlama ihtiyacını anlatıyor. Bir insan başka bir insana sevgisini anlatırken kullandığı sözler değişse bile, çıkış noktası aynın, hisler aynı sadece sözler farklılaşıyor yani bu tam olarak bir yineleme. Aşkı anlatmaya çalışma, nefreti anlatmaya çalışma aslında bir yineleme hali, şarkılar da bunu yapıyor aslında yani bu duyguları yineliyorlar. İngilizcede bir ‘iteration’ diye bir kelime var. Bir şey daha iyi olana kadar onu daha farklı şekillerde deneyerek, yineleme hali. Bu kelimeye odaklanarak şarkıyı yazdım, albümün de bir anlamda kelime itibariyle, duyguları tekrarlama anlamındaki ana fikrini yansıttığını düşündüğüm için albüme de adını verdi bu şarkı.
Şarkıların sözlerine bakınca sana bunu yazdıran durumları merak ettim. Şarkılarında kendi hayatına mı tanık oluyoruz, yoksa başka hayatlardan da etkilenerek yazdığın şarkılar oluyor mu?
Bir şeyi yazmak için illa yaşamak gerekmiyor ama anlayabilecek kadar hassas olmak gerekiyor. Gülebilecek ve ağlayacak kaslarımızın çalışıyor olması en temel şeyler. Diğer yandan da aslında tam anlamıyla empati yeteneğinizin çok iyi olması gerekiyor. Başkalarının yaşadıklarını, onların duygularını kendinize modelleyip acaba ne yaşamıştır diye düşünmek de kimi zaman bir şarkıya dönüşebiliyor.
‘Yineleme’yi dinlerken ben umut dolu hissettim ama aslında sözlere bakınca duygusal yoğunluğu da bambaşka albümün.
‘Beni Sen Anlardın En Çok’ şarkısında söyle bir söz geçiyor ‘bir gün görmesem ölürüm sanırdım, bir gün görmedim ama ölmedim’ diyor. Orada esasında hüzün var, üzücü bir şey söylüyorsun ‘Beni Sen Anlardın En Çok’ diyor ama o yok artık. Ama bir anlamda da bir öğrenmişlik var burada. Bence sonuçta umut arz etmesi gerekiyor şarkıların. Şarkıda ritimle ve sözlerle umut vermeyi seviyorum, adeta bir lunapark treni gibi duygular arasında inip çıkıyorum ama sonunda bir umut vermeyi istiyorum anlattığım durumla ilgili olarak. Müzik ritimsel bir öge, bu ögenin akışkanlığını bozmadan insanlara aktarmak çok hoşuma gidiyor, aslında tüm hikâye esasen budur.
Albümde senin için diğerlerinden daha özel olan, farklı olan bir şarkı var mı?
Moduma göre hepsi ayrı güzel, gerçekten ayırmam çok zor. Ben dinlemeyeceğim bir şarkı yapmıyorum, kendi kendime bu konuda garanti verdim. Albümdeki herhangi bir şarkıyı diğerinden ayırmam çok zor ama şunu diyebilirim albümü dinlerken ‘Cesaretsizce Olmuyor’ ve ‘Beni Sen Anlardın En Çok’ta şarkılarında kendi kendime dans ediyorum (gülüyor).
‘Yineleme’yi biraz büyüteç altına alalım, albümdeki şarkılar için neler söyleyebilirsin:
Gel Desem: Prodüksiyon süreci çok uzun aslında. Vakti zamanında davulcu bir müzisyen arkadaşım Deniz Güngör’ün bir program öncesi kaydettiği davullar üzerine başlayan sonra Onur Kemal Şanlı diye bir başka müzisyen arkadaşımın üzerine gitar solo eklemesi ve finalde de bizim bugünkü çalışmamıza adapte edilmesiyle çok uzun bir yolculuk yaşadı bu şarkı. Gel Desem’de çok fazla müzisyen dostumun emeği var, birlikten kuvvet doğar deriz ya tam olarak bunu hissettiğim bir şarkı o yüzden çok seviyorum.
Cesaretsizce Olmuyor: Umuttan bahsediyor şarkı, hadi kalk artık git diyor, böyle olmuyor diyor. Hayat sensiz de gülüp oynuyor diyor.
Sen Varsın Yine: Bu şarkıda yalnızlık var, nereye bakarsan o var. Ama finalde Memduh Akatay ile beraber yarattığımız bir coşku var. Bir arkadaşım bu şarkı için şöyle demişti ‘Abi dünya kupası gibi şarkı yapmışsınız’, bu laf çok hoşuma gidiyor (gülüyor).
Aşksın: Albümdeki ballad modundaki yegâne şarkımız, yine de müzikal anlamda rahat durmadık içinde türlü oyunlar yaptık sound olarak.
Beni Sen Anlardın En Çok: Geçmişte kalan bir durumdan bahsediyor şarkı. Mişli geçmiş zamanda olup da biten bir hikâyeyi irdelerken nasıl bir duygu durumunda olabilir insan onu anlatıyor şarkı.
Aşksın: Seveni öven bir şarkı, cesaretli seveni daha çok öven bir şarkı. Aşkın benim için değeri, yani sevenlerin birbirleri üzerinden yükü kaldırma hikâyesini anlatan bir şarkı.
Sen Gittin: Kafa karışıklığından bahsediyor. Akustik bir yapısı vardı bu şarkının, ukuleleli bir hikâyesi var şarkının. Elimizin enstrümana değdiğini dinleyen kişi hissetsin istedik bu şarkıda.
Dipten: iki bölümden oluşan sürprizli bir şarkı. Safa ile birlikte çok keyif alarak ürettik bu şarkıyı. Biraz sitemkâr başlayıp sonra eğlenceli devam eden bir hikâye anlatıyor, içinde bol bol umut var yine. Finaldeki rast makamıyla hikâye tatlıya bağlanıyor. Bu şarkıyı herkes sonuna kadar dinlesin diye tavsiye ediyorum (gülüyor)
Yineleme: Albüme adını veren çok özel bir şarkı. Anlamı itibariyle tekrarlama ve sonunda daha doğrusunu ve iyisini bulma halini anlatıyor.
Raf (Akustik): Raf başta da söylediğim gibi gözbebeğimiz. Böyle bir versiyon da çok yakıştı, albüme eklemeden edemedik, akıştaki uyumu çok güzel oldu bu versiyonun.
Geçmiş Değişmez(Akustik): Albümdeki hikâye bütünlüğünü yakaladığımız bu versiyonu da dinleyenlerimizle paylaşmak istedik.
Paylaş