Paylaş
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında neredeyse tüm etkinlikler bir bir iptal olurken Joss Stone’un bu konseri gerçekleştiriyor olması gerçekten çok önemliydi. Joan Baez’in 12 Ağustos’ta İzmir’deki konserini iptal edip üzerine yaptığı o açıklama neredeyse manşetlere kadar yükselmişti. Ortalık bu olayla çalkalanırken üzerine bir de senenin en büyük konseri olan Muse’un iptal haberinin gelmesi ve grubun bu iptali kısaca bir açıklamayla geçiştirmesi bu hassas ve kırılgan dönemde moralleri hepten yıktı diyebilirim.
Bütün bunların üzerine Joss Stone’un İstanbul Caz Festivali kapsamındaki konserini gerçekleştirmesi haliyle ilaç gibi geldi. Keşke her sanatçı Joss Stone’un o gece olduğu kadar içten ve samimi olsa, o zaman bunun geri dönüşü de kat kat fazla oluyor. Koşullar zor da olsa müzikseverin yanında olmanın sanatı desteklemenin esas kıymetli olan tarafı olduğunu düşünüyorum.
Bundan beş sene önce yine İstanbul Caz Festivali kapsamında Joss Stone’u ilk defa Bilgi Üniversitesi Çim Amfi’de izlemiştim. Önceki konserini genel hatlarıyla çok enerjik ve neşeli olarak hatırlasam da, Joss Stone’un bu sefer sahnede daha da samimi olduğunu itiraf etmeliyim. Stone bu samimiyetini konsere daha gelmeden uçağa binerken çektiği mini videoyu profilinden paylaşmasıyla zaten göstermişti. İstanbul’a indikten sonra Beyoğlu’nda barış işareti yapması ve bunu yine Instagram profilinden paylaşması bu konseri daha da özel bir yere taşımayı başardı.
Joss Stone sahneye alkışlarla çıkıp birkaç şarkı söyledikten sonra, salondaki haklı donukluğu usta bir biçimde çözüverdi. Aslında konserin bir açıkhava etkinliği olması gerekirken kapalı bir mekânda çaldıkları için, herkesin oturmasını normal bulduğunu söyleyen sanatçı, herkes ayağa kalkıp sahneye yaklaşırsa daha çok eğlenebileceğimizi söyledi ve kendisi de sahneden aşağı inip dinleyenlerin arasında şarkısına devam etti. İşte tam da bu andan itibaren konser bambaşka bir enerjiyle devam etti. Her şarkı sonrasında salondaki kalabalık Joss Stone’dan şarkı istiyor, o da kimseyi kıramayıp, hem o şarkının hikâyesini anlatıyor, hem de istenen şarkıyı söylüyordu. Böylece aslında sahneye çıkmadan planladıkları şarkı listesini bir kenara bırakarak tüm geceyi nerdeyse isteklerle dolu şarkılardan oluşan özel bir konsere dönüştürdü.
Sade güzelliği bir yana, eşsiz müzisyenliğiyle ve mütevazılığıyla iki saat boyunca Zorlu PSM Ana Sahnesi’ndeki müzikseverleri mest eden Joss Stone ve ekibi hepimize unutulmayacak güzellikte bir konser deneyimi yaşattı. Yolu müzikle buluşan bir insanın hayata nasıl arzuyla tutunduğunu, barış ve sevgiyle anlatan Stone 23. İstanbul Caz Festivali aracılığıyla bizlere seneler boyunca konuşulacak bir hatıra bıraktı.
*Fotoğraflar: Vedat İlel
SOFAR’A VIRGIN DESTEĞİ
Müzik dünyası için büyük bir yatırım haberini sizinle paylaşmak istiyorum. Virgin Group’un kurucusu Richard Branson geçtiğimiz hafta Virgin.com üzerinden yayınladığı bir yazıyla Sofar’a destek vereceğini resmen duyurdu.
Branson paylaştığı yazıda Virgin olarak seneler içinde müziğe nasıl destek verdiğini, Virgin dükkânlarından nasıl bir plak şirketine dönüştüğünü anlatmış. Yazısında günümüzde canlı performansların nasıl ruhsuzlaştığını, mekân ve organizasyonla bu işin ne denli değiştiğini anlatırken konuyu en de can alıcı noktasında Sofar’a getirmiş. Artık müzik dinlemenin daha kaliteli bir yolu olduğunu, Sofar’ın bu niyetle Türkiye’nin de dâhil olduğu 263 şehirde yapıldığının altını çizerek şimdiye kadar 4000’den fazla Sofar etkinliğiyle 12.000’den çok yeni sanatçının bu sahneyi paylaştığını belirtmiş.
Rakamlardan sözü açmışken, Richard Branson bu ay Sofar’ın 290 tane etkinliğinin olduğunu ve her etkinliğe kapasitesinin en az 10 katı daha fazla başvuru almasının kendisini bu yatırıma teşvik eden esas sebep olduğunu yazmış. Hazır yeri gelmişken gururla belirtmek gerek, Sofar İstanbul tüm ölçülebilir kriterlerde, diğer bir deyişle kayıtlı kullanıcı, video izlenme rakamları, konserlere yapılan başvurular bakımından hem dünyanın en hızlı büyüyen Sofar’ı, hem de diğer Sofar etkinlikleri arasında dünyanın en büyüğü olarak bu başarıyı elinde tutuyor.
Eğer hala bilmeyen varsa, Sofar’a katılmak için yapmanız gereken sofarsounds.com web sayfasından mail listesine üye olmak ve her ay konser tarihleri açıklandığında konserlere başvurmanız yeterli.
KEŞİF
NİHİL PİRAYE
Geçtiğimiz Ocak ayında piyasaya sürdükleri ‘Sanduka’ albümlerinden sonra Nihil Piraye şimdi yepyeni bir proje ile karşımızda. ‘Değildir’ adıyla 7 adet single’dan oluşan bu çalışma ilk olarak geçtiğimiz hafta yayınladıkları ‘Evde Kimse Yok’ ile başladı. Grup ‘Sanduka’ sonrasında kadrosunu da kalabalıklaştırarak yeni serüvenlere ve yeni müziklere yelken açmışlar. Aralık’a kadar yayınlayacakları bu 7 şarkı ile bizleri epey renkli, yeni ve farklı bir ‘Nihil Piraye’ serüveni bekliyor, takipte kalmakta fayda var.
AL’YORK
Bayramdan beri kendime çeşitli notlarla yazmayı hatırlattığım bir grubu nihayet sizinle tanıştırmak istiyorum. Al’York, birlikte yaptıkları müzikle nefes aldıklarını belirten Alp, Gizem, Ediz ve Renan’ın hikayesi. Ankaralı grup henüz daha bir yıldır birlikte olsa da, bu kısa süre zarfında verdikleri birçok konserin yanı sıra bir de EP yayınlamayı başarmışlar.
Grup üyeleri Punk Rock, Jazz, Blues, Elektronik janrlar arasında kendilerine uzmanlıklar oluşturmalarına rağmen Al’York’un sinerjisiyle kendi müziklerini oluşturmuşlar. Ankara, İstanbul ve Eskişehir’de verdikleri konserlerle sahneye daha da ısınan ekip daha çok performans ve yeni şarkılarla dinleyicilerine ulaşmayı hedefliyorlar. Yayınladıkları EP’den özellikle ‘River’ ve ‘All Time Low’ grubun (umarım yakın zamanda) yayınlayacakları albümleri için meraklanmama sebep oldu diyebilirim. Yeni müzik arayanlar için şifa niyetine Al’York’u dinlemelerini öneriyorum.
Paylaş